Parmak ısırtıyor!

A -
A +

Merkez Bankası yurt dışı kaynaklı kısa vadeli Türk lirası cinsi borçlanmalarda zorunlu karşılık oranlarını artırdı. Bankanın açıklamasına göre bu karar, makro finansal istikrarı korumak ve parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla alındı. Artık bankalar, yurt dışından sağladıkları kısa vadeli TL cinsi fonlar için daha yüksek zorunlu karşılık bulundurmak zorunda 1 aya kadar vadeli işlemlerde %18, 3 aya kadar vadeli işlemlerde %14, 1 yıla kadar vadeli işlemlerde %12 (değişmedi) zorunlu karşılık ayrılacak. Yeni oranlar, yurt dışından sağlanan TL krediler ve yurt dışı repo işlemleri yoluyla temin edilen fonlar için de geçerli. Merkez Bankasının sıkı para politikası çerçevesinde aldığı bu karar, hem iç hem de dış kaynak kullanımını daha disiplinli ve uzun vadeli hâle getirmeyi hedefliyor. Kısa vadede kredi maliyetleri artsa da, uzun vadede enflasyonun düşüşünde önemli rol oynayacak.

 

Merkez Bankası, 28 Nisan’dan bu yana döviz pozisyonunu düzenli olarak artırıyor. Şu ana kadar yapılan toplam net alım yaklaşık 13 milyar dolara ulaştı. Eğer net döviz alımları devam ederse, Başkan Karahan’ın işaret ettiği gibi, TL depo ihaleleri ve likidite senetleri yeniden devreye alınabilir. Bu durumda faiz %46 seviyesinde sabitlenecek. Peki zorunlu karşılık oranları neden arttırıldı. Bankalar 1 aya kadar olan borçlanmalarda her 100 liranın 18 lirasını, 3 aya kadar borçlanmalarda her 100 liranın 14 lirasını Merkez Bankasına zorunlu karşılık olarak yatıracak. Böylece piyasadaki para miktarı azalacak. Ayrıca sıcak para akımlarıyla ilişkili olan kısa vadeli borçlarla sermaye girişlerinin finansal istikrarı bozması önlenecek... Merkez Bankası bu uygulamayla soğuma hedefliyor. Zorunlu karşılıklar Merkez Bankası rezervlerine katkı sağlayacak. Paraya sıkışan bankalar döviz satmak zorunda kalacak... Kurlar gevşeyecek, maliyetler azalacak. Bu uygulamayla merkez bankası piyasadan hem Türk lirası hem de döviz çekecek. Açık anlatım ile, bankalar faiz ödeyerek topladıkları paranın önemli bölümünü Merkez Bankası’na faizsiz olarak devredecek. Yurt dışından TL borçlanan kurumlara zorunlu karşılık yükü getirilerek hem bu borçlanmalar dizginleniyor, hem de rezervler güçlendiriliyor. Aynı zamanda TL’ye olan talep arttırılarak kur üzerindeki baskının hafiflemesi hedefleniyor. 

 

Piyasa politika faizi dışında, makroihtiyati araçlarla sıkılaştırılıyor. Özellikle yılın ikinci yarısında dezenflasyon sürecini destekleyecek şekilde parasal aktarım mekanizması güçlendiriliyor. Trump’ın Çin’e %30, AB’ye (9 Temmuz'a ertelese de) %50 gümrük vergisi uygulayacağı bir ortamda Türkiye’ye Uzak Doğu ve Avrupa’dan doğrudan yatırım yağıyor. Yılın ilk çeyreğinde Türkiye'ye gelen toplam ulusal doğrudan yatırım miktarı 2024'ün aynı dönemine göre %89 arttı, 3 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı. Türkiye’nin ABD’ye olan gümrük vergilerinin %10 ile sınırlı kalması ve uluslararası alanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştirdiği tarihî adımlar ülkemize büyük güven sağladı. 

 

SONUÇ: Türkiye’de yatırım ve üretim, beklentilerin üzerinde arttı. Talep beklenen ölçüde canlandı, istihdam sorunu ortadan kalktı. İşsizlik oranı 7,9 ile 25 yılın en düşük seviyesine indi. Ekonomi aşırı ısındığı için bankaların TL ve döviz imkânlarının kısılmasına karar verildi. Eximbank sağladığı 1 milyar dolarlık rekor sendikasyon kredisini ihracatçı KOBİ'lere kullandırarak büyük destek sağlayacak. 

 

GERÇEK RESİM: Merkez Bankası hayata geçirdiği akılcı, yerinde, isabetli para politikasıyla parmak ısırtıyor muhalefet yolsuzluk çukurunda boğuluyor.!..

 

 

 

 

 

Necmettin Batırel'in önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.