Piyasalar, Fischer moraliyle coşacak

A -
A +

IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, umut dağıttı ve gitti. Halk deyimiyle "Gaz verdi". Dövizde dalgalı kur rejimi tartışmalarına da son noktayı koyarak: "Bu koşullar altında başka alternatifiniz yok" dedi. Fischer, açıklamalarının en can alıcı bölümünü şu sözle dile getirdi: "İç borç döndürülebildiği anda herkes rahatlayacaktır". Evet dışardan borç bulmakta zorlanan Hazine, iç borçlarda şu sıralar büyük bir sorun yaşıyor. Faiz oranlarını aşağı çekmeden yeni borç bulması imkansız. Diğer taraftan yeni bir uygulama başlatıldı ve 500 milyon dolarlık 1 yıllık döviz tahvili ihalesi yapıldı. Bu ihaleye gelen 2 milyar dolarlık teklif, dövizin hâlâ gündemin birinci sırasında olduğunu su götürmez bir şekilde gösterdi. Yani sıcak para resmen davet edildi. Güven sorunu aşıldı mı? Fischer Ankara'da hükümeti oluşturan siyasi parti liderleriyle ayrı ayrı görüştü. Onlara şunu sordu: Bu programı uygulamakta kararlı mısınız? Zira Washington'dan buraya ilk ağızlardan bunun cevabını öğrenmek için geldi. Daha önce 14 ay süreyle bir ekonomik program uygulayan ama sonunda bankacılık sektörünü kökünden çökerterek ülkeye kriz üstüne kriz yaşatan bir hükümete o da güvenmiyordu. Fischer siyasilerden "Evet" cevabını alınca rahatladı. Aksi halde 3. dilim kredi de stand by anlaşması da suya düşecekti. Yangın sönmedi IMF Başkan Yardımcısı gelmeden önce "Dalgalı Kur"la ilgili olarak "Yanıyoruz" diye bağıran iş dünyası yapılan görüşmenin ardından yeniden "Destek mesajları" verdiler. Reel sektörün temsilcileri Dalgalı Kur Politikası'nda bir iki ay sonraki kuru tahmin edemediklerinden dolayı ticaret yapamamaktan şikayet ediyordu.. Bu nedenle, Asya ekonomilerinin başını belaya sokan sabit kur politikası ölçüsünde olmasa da, 1999 yılı sonu öncesinde Merkez Bankası'nın uygulamakta olduğu ve 'Kontrollü Dalgalı Kur' politikası olarak adlandırabileceğimiz yapıya geri dönülmesi konusundaki talepleri vardı. Anlaşılan Fischer'in ima ettiği "Yarı dalgalı kur" ile bu taleplerinden şimdilik vazgeçtiler. Merkez Bankası'na yeni rezerv aranıyor Dalgalı Kur Sistemi iki bakanın istifasına sebep oldu. Siyasetin ekonomik gelişmelere karşı sorumsuz bir tutum sergilemesine yol açan önceki kur politikaları ile karşılaştırıldığında, Dalgalı Kur siyasi alanda hata yapanın yanına kâr kalmadığı bir yapı oluşturdu. Oysa, önceki kur sistemlerinde, siyasi alandaki hatalar Merkez Bankası'nın elindeki kısıtlı döviz rezervi ile, yani halkın döviz tasarrufu ile kapatılmaya çalışılıyordu. Bir önceki enflasyonla mücadele programındaki kur politikası yüzünden, siyasetin dikkafalılığı ve anlayışsızlığı nedeniyle Merkez Bankası iki kere 6-7 milyar dolarlık rezerv kaybetti. İş dünyası eski kur politikasına dönmek istiyorsa, Merkez Bankası'na bir önceki kur politikasını izleyecek bir rezerv de bulmak zorunda. Çünkü, Merkez Bankası'nın bu defa müdahale gücü daha sınırlı. Sanayi ve ticaret kesiminin bu yılı, 15 milyar dolara yakın IMF ve Dünya Bankası desteği ile atlattığımızı göz ardı etmemesi gerekiyor. Faizler inişe geçmeli Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ise önce Kamu Kesimi'nin iç ve dış borç yükünün azaltılmasını ve faizlerin düşürülmesini öngörüyor. O halde, kuru dalgalanmaya bırakmanız şart. Bugüne kadar hem faizin, hem de döviz kurlarının aynı anda tutulduğu bir program görülmedi. Sorun iş dünyasının gerçeği görmek istememesinden kaynaklanıyor. Bir önceki programda faizleri yüzde 7 bin 500'e, bu programda ise kuru 1 milyon 500 bin liranın üzerine çıkaran neden programların teknik hatası mı, yoksa siyaset yapanların dikkafalılığı ve basiretsizliği mi? Vergi ile tasarruf sağlanamaz Ekonomi yönetimi tarafından gerçekleştirilen açıklamalarda çeşitli vadelerdeki TL ve döviz cinsinden yatırım araçlarına uygulanan stopaj oranlarının değiştirilmesi, eğer bu vergi oranlarındaki değişikliklerin tasarruf sahipleri üzerinde bir etkisi olacağına ekonomi yönetiminin bir inancı varsa, düşündürücü. Çünkü, Bakan Derviş'in vurguladığı gibi, tasarruf sahiplerinin kararlarında birinci öncelikli faktör olan 'güven' unsurunda köklü bir değişiklik olmadan, yatırımcıların birikimlerini sırf 5 veya 6 puan daha iyi faiz geliri elde edecekleri için 6 ay veya 1 yıl vadeli olarak sisteme getirmelerini beklemek ne derece objektif bir yaklaşımdır belli değil. Erken seçim gündemden çıkmalı Eğer, siyaset Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nı götürmeye niyetli olduğunu yoğun bir şekilde hissettirirse ve görevdeki Koalisyon Hükümeti'nin tatminkar bir süre seçime gitmeyeceğine tasarruf sahipleri ikna olursa, bu durumda bu vergi düzenlemelerinin bir ölçüde etkisi görülebilir. Bunun dışında bir etki beklentisi ancak saflıkla nitelendirilebilir. Bankaların mevduat munzam karşılıklarına tatminkar bir faiz geliri uygulanırken, bankalardan vadesiz hesaplara da aynı oranda tatminkar faiz ödemeleri talep edilse idi, ekonomi yönetimi yastık altında döviz ve hatta TL olarak tutulan ürkek tasarrufların sisteme adım adım geri dönmesini sağlayacak süreci başlatabilirdi. Halk tasarruflarını kısa vadeli olarak değerlendirmek istiyorsa, vergi oranları ile uzun vadeye yönlendirme ne kadar gerçekçidir, şüpheli. Borsa patlayacak Fischer'in haftasonu yaptığı açıklamalar ve piyasaların 2-3 haftada kendine geleceği yolundaki sözleri ile siyasilerle iş dünyasının destek mesajları bugün borsada çok olumlu bir etki meydana getirecektir. Endeksin 10500-11000 puan seviyesine kadar yükseleceğini düşünüyoruz. Faizler hızla olmasa da belli oranlarda aşağı doğru kırılacaktır. Geçen hafta Merkez Bankası'nın önceden duyuru yaparak açtığı döviz satış ihalelerini bundan sonra kamuoyuna ilan etmeden yapacağını açıklaması finans kesiminde olumlu karşılandı. Zira çok sığ olan döviz piyasalarında bu satış ihalelerinin önceden açıklanması bazı bankaların spekülasyon yaparak bu işten iyi para kazanmalarına ve döviz kurunun gereksiz yere yükselmesine yolaçıyordu. Yılbaşından bu yana geçen yaklaşık 7 aylık sürede TL karşısında yüzde 95 değer kazanan ABD Doları bu hafta 1 milyon 300 bin lira sınırında kalacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.