Dün dündür, bugün de bugün!..

Galatasaray Sportif AŞ toplantısında alındığı iddia edilen "Futbolda transfer kapatıldı" haberi, sarı-kırmızılı camiada ve taraftarlar arasında "şok etkisi" yaptı.

Gazete haberlerine göre, toplantıda Başkan Dursun Özbek "UEFA'dan ceza alan bir kulübün başkanı olarak anılmak istemiyorum. Bundan sonra yapacağımız transferler bizi sıkıntıya sokar. UEFA mali kriterler konusunda son derece ciddi" demiş ve "Transferde buraya kadar" kararını aldırmıştı.

İddiaya göre, "Futboldan sorumlu" yönetici Cüneyt Tanman'ın "Birkaç yere mutlaka transfer şart" ısrarları da, kararı önleyememiş" ve Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu'nun "beklenti ve isteklerinin üzeri" bir kalemde çizilmişti!..

"Bu haberler" Galatasaray Sportif AŞ yönetimi tarafından yalanlanmadı, Galatasaray TV'de de "aksine" bir açıklama da görmedik.

"Öyleyse", böyle bir kararın alındığı ve Tanman - Hamzaoğlu ikilisine "Boşuna beklemeyin, eldekilerle idare edeceksiniz" mesajı verildiği "doğru idi!.."

Peki, "bugüne kadar" bu konuda "merak ve endişe içinde olan" camiaya ve taraftarlara Başkan'ınkiler başta, Tanman'lar ve Hamzaoğlu'larınkiler ile beraber, sürekli olarak "iyimser açıklamalar" ile verilen "Transfer müjdelerini bekleyin" mesajları neyin nesiydi?..

Taraftar ve camia "haklı olarak" sormayacak mıydı; "Bizi kandırmak ve uyutmak mı istediniz? Gerçek buysa, şimdiye kadar yaptığınız açıklamalar neydi? Neden en başta doğru olanı söylemediniz?.." 

Yoksa, Olağanüstü Genel Kurul'da "Galatasaray Tüzüğü paspas edilerek, kredi - borçların yapılandırması - gayrimenkul satış - alış - kiralama yetkilerinin alınması" için, camia ve taraftarlara "tatlı rüya ninnileri söyleme" planlaması mı yapılmış ve uygulanmıştı?..

Bu soruların cevabı, rahmetli Demirel'in ünlü sözü olabilirdi; "Dün dündür, bugün de bugün!.."

"Bu cevap" eğer "Evet" anlamınaysa, Galatasaray'ın "Nasıl bir başkana sahip olduğu" hiç vakit kaybedilmeden tartışılmaya başlanmalıdır!..

Eğer "durum, başta defansta ve orta sahada olmak üzere ihtiyaç duyulan 2-3 mevkiye transfer yapılamayacak kadar kötü ise", bilinmelidir ki, "Galatasaray bu durumdan, bu başkan ve bu yönetimle kurtulamaz!.."

Dahası da var; "Olağanüstü genel kurulda "bu yönetime yetki vermek için" parmak kaldıranların kaçı, göreve geldiklerinden beri "transfer konusunda camiaya ve taraftara tatlı rüyalar gördüren" açıklamaların sahibi olan başkan ve yöneticilere, "180 derecelik bu dönüşü gördükten sonra", güvenebilecektir?..

Kendi kendime sorup duruyorum; Olağanüstü Genel Kurul'da, "art arda gelen 3 başkanı da kırmamaya özen göstermesi" ile taktir toplayan Genel Kurul Başkanı'nın, "konuşturmamak için elinden geleni ardına koymadığı" sevgili Turan Yücel, "eğer konuşabilseydi", o kürsüden acaba "Sayın Başkan'ı ramp ışıklarının önüne getirecek" bazı örnekler mi verecekti?..,

Seçimden önce Dursun Özbek'in "en ağırlıklı" kurmaylarından biri olarak, "ona destek verenlerin başında gelen ve seçim öncesi, seçim sonrası proje planlamaları yapan" Yücel'in, pozisyonundaki "bu beklenmedik ve ani dönüşümün sebepleri" acaba nelerdi?..

İstanbul'da "bir Allah'ın kulu Galatasaray muhabiri çıkıp" da, Turan Yücel'i bularak, "Sizi konuşturmadılar, konuşabilseydiniz neler söyleyecektiniz" sorusunu ona sormadı!..

Ah ah, "50 yaş genç" olacaktım, İstanbul'da oturacaktım ve de "spor muhabirliği" yapacaktım; ne kadar keyifli olurdu!..