İki portre!..

Size anlatacağım iki isim var. Yıllardır aynı taktikleri kullanıyor ve başarılı da oluyorlar… Biri Lucescu, öbürü Aziz Yıldırım… 

Kullanma", Trabzonspor ile başladı; haftalarca "Trabzonspor'u kullanarak çalıştığı kulübün her dönem sonundaki gibi ballı börekli bir sözleşme imzalaması için" çabaladı. Trabzonspor başkan ve yönetimi "oyuna geldiğini" anladı ve geri adım attı.
Sonra sıraya "Fenerbahçe" sokulmak istendi, o da olmadı!..
Zira kulübü, "onun kullanılma tarihinin bittiğine" karar vermişti; zorunlu olarak "piyasaya çıktı!.."
Bir Rus kulübü, onu istiyordu; bu defa "oltaya düşen" Galatasaray'ı kullanarak, "imzalayacağı ballı sözleşmeye, börek de ekledi" ve gitti. Sarı-kırmızılı kulübün başkan ve yöneticilerinin ağızları da açık kaldı; "Bizimle görüşme sözü vermişti ve kupa finalinden sonra gelecekti, görüşecektik. Bu nasıl iş, bu nasıl ahlak" diye birbirlerinin yüzüne baktılar!..
Aslında, "Türkiye, Çavuşesku Romanya'sına benziyor" iftirasını attığı zaman bir gerçeği itiraf ediyordu, bugünlere kadar bir türlü anlayamadık; "Çavuşesku Romanya'sından gelen adam" kendisiydi!..
Yıllarca, "Türk kulüplerini kullanarak Shakhtar ile olan sözleşmelerini "ballı börekli imzalayan" Lucescu'nun, Türk spor basınında da "hayranları" vardı, ayrıca "adamları" vardı; hayranları "kullanıldıklarının farkında değildiler", adamları ise "görevlerini" yapıyorlardı!..
İşte bu defa "maske tamamen düştü" ve Türk futbol camiası, "Lucescu'nun ne olduğunu" nihayet anladı!..
71 yaşındaki bu adamdan hâlâ hayır bekleyenleri "cascavlak" ortada bırakan Çavuşesku Romanyalısı, Ruslara hayırlı olsun, biz kurtulduk!..
YILDIRIM'IN GERİLİM TAKTİĞİ 
Bu yazıyı yazmak için bilgisayarımın başına oturduğumda, "her zamanki gibi" önce "sporumuzda ne var ne yok" diye internette bir basın turu yaptım!..
Karşıma, "öfke ve nefret fışkıran" bir fotoğraf ve haberi çıktı!..
Fotoğraftaki zat, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dı!..
Galatasaray - Fenerbahçe basketbol maçında, "kendi salonunda ve seyircisi önünde oynayan takımı", hem de "17 sayı önde ve güle oynaya galibiyete giderken", rakip takımın koçu Ergin Ataman'a, "hakeme yaptığı bir itiraz sırasında" ayağa kalkmış, "o yüz hatları ile" ve de elinin işaret parmağını da Galatasaray koçuna uzatabildiği kadar uzatarak bar bar bağırıyordu!..
Ve ne yazık ki bu zat, 18 yıldır, "bu huyundan vazgeçmiyor" ve de vazgeçirilemiyor, bu sebeple sporumuzda kurduğu "gerilim ve korku saltanatı" sürüp gidiyordu!..
Kaç defa yazıp geldim; bu zat "spor saha ve salonlarından, aktif kulüp başkanlığından çekilmedikçe", sporumuza "gerçek spor rekabeti" ve "o rekabetin getireceği huzur" gelmeyecektir!..
Dahasını söyleyeyim; futbolda "Galatasaray-Fenerbahçe kupa finalinden önce" bu zattan "maçın gerilimini arttıracak" bir hamleyi, "her zamanki taktiği olarak" yapmasını bekliyordum.
Nitekim, 24 saat önce, "bunu yaptı!.."
Şimdi Antalya'da, "rakip taraftarın bir tanesinin bile kulübünün atkısını takmasına tahammül gösteremeyen" taraftarlar (Her iki tarafın taraftarını işaret ediyorum) stada gelecekler ve tribünleri dolduracaklar; hem de "Fenerbahçe başkanının  TV ekranlarındaki, gazete sayfalarındaki bu pozunun etkisi altında!.."
Ben bu satırları yazarken, maça 10 saat vardı ve içimden, "Allah Antalya emniyet güçlerinin ve maçın hakemlerinin yardımcısı olsun" diyordum!..