İşte böyle!.. "Sergen" adındaki top canbazı, "bir defa daha" herkesi kendine hayran bıraktı!. Almanya önünde oynadığı futbolu gören herkes, Beckenbauer gibi bir "kibirli adam" bile "hayranlığını" belirtmek ve "Dünyanın her takımında oynar" demek zorunda kaldı!. Kaldı da, Beckenbauer "bir şeyi bilmiyor!." Sergen "kafayı takınca" oynar!. "Takmayınca?..." Ve "daha çok" takmadığı için, mesela "o uzun zamanlarda" güzellere, atlara, gece kulüplerine, hipodromlara, "çete davalarına kadar uzanan" kumar masalarına "taktığı için", Sergen "futbolcu olarak ortadan kaybolur!." Üstelik kimse de bilemez, "Sergen futbolu ne zaman kafaya takar, ne zaman takmaz?" Yıllardan beri, "belki de ilk defa bu yıl" Sergen "bir onur savaşı verir" gibi görünüyor!. "Futbola aklını takması" da "devam edecek gibi" görünüyor!. Yıllardır "Sergen''i bu sebeple eleştirenler" de, mesela bizler de, "bu onur savaşından" son derece memnunuz!. "Sergen gibi" bir futbol canbazı "Türk futbolunun hizmetinde!." Ve de "bizim futbol zevkimizin, keyfimizin hizmetinde!." Daha ne isteyeceğiz? "Böyle devam etsin" yeter!. Sergen gibi.... Türk Milli Takımı da.... "Kafayı takınca" Almanya''ya Almanya''da "Almanya''yı dar ediyor!." Ama geliyor, Moldova''yı yenemiyor!. Bursa''da "Bursa''yı Almanya''ya zindan ediyor", ama "İstanbul''da Finlandiya''ya yeniliyor!." "Bir yenip, bir berabere kaldığımız Hollanda "bu yüzden" Dünya Kupası Finalleri''ne gidiyor; biz "Ahlar, vahlar arasında" ülkemizde kalıyoruz!. "Bir yenip bir berabere kaldığımız" Almanya, "bu yüzden" Avrupa Şampiyonası Finalleri için "bileti cebine koyuyor", biz ise "yedek listede, gitmeyecek bir yolcunun yerini kapmaya çalışıyoruz!." Fark ortada; "Avrupalı futbolcu profesyonel, işini ciddiye alıyor!. Biz ise; "Para alırken, caka satarken profesyonel", ama iş "istikrara gelince" tam anlamıyla "amatörüz!." Eskiden "bir maç var", birkaç maç yoktuk!. Şimdi ise biraz düzeldik; "birkaç maç varız, bir maç yokuz!." "Büyük maçları" büyük maç gibi oynuyor, başarıyoruz!. "Küçük maçları" önemsemiyor; "denizi geçip derede boğuluyoruz!." Almanya "boğuştuğu Türkiye hariç" grubunda hiç puan kaybetmedi; finallere gitti!. Biz Almanya''ya "bir puan verip, 4 puan aldık" ama gidemedik!. Almanya, Portekiz, İngiltere, İspanya, İtalya "rakibi bozdular" mı, işe ciddiyetle devam edip "6 - 7 - 8 atıyorlar"; biz K.İrlanda''yı darmadağın ettiğimiz halde "3 golde kalıp", bir gol averajı ile "finali kaçırıyoruz!." O gün, Denizli''ye seslenmiştim; "İnşaallah ciddiyetten uzaklaştığımız için atamadığımız bu golleri ilerde aramayız!." diye.. "İşte bir gol için" Portekiz finallere uçtu; biz baraja kaldık!. Kafayı "ciddiyete, tam profesyonelliğe, futbolun gereklerine" takmadıkça "ahlarla vahlarla" daha çoook günler, haftalar, aylar, yıllar geçiririz. Taktik müthiş.. Motivasyon enfes.. Oyun harika.. Sonuç; "hüsran!." Neden? Kafayı "doğru şeye takmak" lâzım da ondan!. Hem de her zaman!. Yoksa... İşte olacağı budur!. Çeşmeye gider, suyu doldurur ama testiyi çatlattığımız için, eve susuz döneriz!. Hiç olmazsa "bu defa" şu baraj maçlarında "bu kötü alışkanlıktan vazgeçsek!." Testiyi çatlatmadan, suyu eve taşıyabilsek!. Ve de, bundan böyle "Sergen, hep Almanya maçındaki gibi, Türk Milli Takımı da Münih''teki gibi" oynasa.. Oynamaya gayret etse!. Ne olur?

