Süren mi, sürüklenen mi?

Yooo.."Bu başlıkla" Galatasaray gibi bir kulübün başkanına "hakaret kasdım yok!." Olamaz da!.. Buradaki "sürüklenen" lâfı "olayların" peşine takılan, önüne geçmeye çabalamayan, çabalasa bile bunda muvaffak olamayan" anlamınadır!. Başkanlığa geldiğinden beri "çok olayda" bunun "böyle olduğu" ortaya çıkmıştır!. Amma.. Geçen hafta sonu "üst üste gelen" olaylarda bir defa daha hem de "itiraz kabul etmez" bir şekilde anlaşılmış bulunmaktadır!. Cumartesi gecesi, "Kocaelispor maçındaki beraberlikle, Şampiyonlar Ligi iddiasını kaybeden" Fenerbahçe''nin Başkanı Aziz Yıldırım ile asbaşkanı Abdullah Kığılı, adeta "TV''lerde şov yaparak", Futbol Federasyonu, Merkez Hakem Komitesi, hatta Federasyon Ceza ve Tahkim Kurulları hakkında "ağır iddialarda" bulunmuşlardır. "Çete" demişlerdir, "tetikçiler" demişlerdir, "Fenerbahçe''ye komplolar kuruldu" demişlerdir, "Fenerbahçe''nin önce şampiyonluğu, şimdi de Şampiyonlar Ligi''ne katılma hakkı gaspedildi" demişlerdir!. Ve de "bütün bunlar için" Aziz Yıldırım "Federasyonu ve kurullarını" işaret ederken, Abdullah Kiğılı da "Federasyon kurullarının başkanlarının Galatasaraylı olduklarını" söyleyerek, "Fenerbahçe''ye kurulduğunu iddia ettikleri komploya, Faruk Süren''in başkanı olduğu Galatasaray''ı da karıştırmışlardır!." Bu ağır ithamların üzerinden 48 saat geçmeden", Faruk Süren "Havuz ihalesinde" Anadolu kulüplerinin birkaç milyon dolarını, 4 büyük kulübün kasasına koyabilmek için" bir yanına Aziz Yıldırım''ı , bir yanına Abdullah Kığılı''yı alarak "toplantı yapmakta", sonra da "aynı tablo içinde" kameraların karşısına geçmekte tereddüt etmemiştir!. Vah Galatasaray, vah!.. "Bütün bir hakem camiasını ve federasyonun bütün kurullarını Fenerbahçe''nin şampiyonluğunu gaspetmekle" ve "Galatasaray''ı kollamakla" itham edenlerle, "birkaç milyon dolar için" kolkola girebilecek bir başkana sahip olmak, "acaba" nasıl birşey? Ya o başkan, Vedat gibi "sabıkalı" bir futbolcunun, TV ekranlarına akseden ve milyonlarca Galatasaraylı''yı "yerin dibine geçiren" rakibini ısırma ve "ağzını burnunu kırma" olaylarından hemen sonra, haftanın ilk antrenmanına çıkmasına, "çıkarılmasına bile engel olamıyorsa" ve "en ağır ceza verilmek üzere", onu "Galatasaraylılık faaliyetlerinden, o karar verilene kadar men edemiyorsa", söyleyiniz ey Galatasaraylılar, "bu başkan nasıl bir başkandır?" Yooo!. "Ben futbol şubesini Fatih Terim''e teslim ettim, kararı o verir" diyemez, Faruk Süren!. Zira "söz konusu olan", Galatasaray Kulübü üzerine, Vedat adında "bu tip olaylardan sabıkalı oyuncunun" düşürdüğü "kapkara bir leke vardır" ortada!. "Göz göre göre ısırılan" Faruk''a, "arkadaşları" gazetecilerin önünde "kuduz iğnesi olması" çağrısında bulunmuşlardır ve "Futbol tarihimizde" çok "çirkin olaylar vardır" ama, "böylesi" hemen hemen hiç görülmemiştir!. Ama, "bu kaçıncı yönetim aczidir?." Süren''in "benzer olaylarda" bu kaçıncı defa "hareketsiz kalmasıdır?.." Anlaşılıyor ki, Süren''in "bütün derdi" paradır!. Galatasaray''ın adı, "manevi değerleri", Galatasaraylılık onur ve gururu, Galatasaray başkan ve yönetimlerinin "bütün bunların korunmasında" göstermesi gereken hassasiyet, fasa fisodur!. Ey Galatasaraylılar!. Ey Galatasaray''ın "var mı yok mu belli olmayan" Divan Kurulu!. Sizlere "bu kaçıncı" yazımız!. Hâlâ mı susacak ve hâlâ mı "olayların peşinden sürüklenen" ve "ne yapması gerektiğine karar bile veremeyen" bir başkanın ve bu başkanın yönetiminin "böyle devam etmesine" göz yumacaksınız? Aziz Yıldırım''lar ve Abdullah Kığılı''lar TV ekranlarından "kin kusarlarken" yüzleriniz kızarmadı mı? Vedat, rakibini "hart" diye ısırırken hicap duymadınız mı? Bu kaçıncı defadır ki, "şampiyonluklarınızı çamura bulayanlarla" kol kola giren başkan ve yöneticilerinize, "Galatasaraylılar''ı utanç çukuruna yuvarlayan" Vedat gibi futbolculara "ceza bile vermeyen" bir zihniyete ne ses çıkarıyorsunuz, ne seda!. Söyleyin Allahaşkına, üzerinize "ölü toprağı" mı serpildi?. Yoksa, Mars''ta, Uranüs''te falan mı yaşıyorsunuz? Ya da, "Galatasaraylılık" sadece "üyelik kartlarınızda yazan" ve orada kalan bir "basit" kavram mı? Cevap verin... Cevap verin de, öğrenelim!..