Vah G.Saray vah

Bu sezon ilk defa maç yorumuma hakemle başlayacağım: Bülent Yavuz ve komitesine sormak gerek; "Böyle hakemleri bulmak için ve G.Saray maçlarına vermek için özel gayret mi sarfediyorlar?" Kimse kusura bakmasın, Hagi'siz ve Popescu'suz G.Saray dün Atatürk Stadı'nda "mahalle futbolu oynamaya soyunmuştu" adeta! Özellikle başta Hasan olmak üzere Okan, Emre, Fatih ve ikinci yarıda da Bülent Akın tam böyle bir futbolun adamı gibiydiler. Egoistlik ve laubalilik bir yana, kolay götürülecek bir maçın gerilmesini de sağlamak için sahaya çıkmışlardı sanki! Onlara Suat'ın çok kötü, Ümit'in etkisiz futbolları eklenince stadı dolduran 50 bin civarında taraftarın tepkisi "çok zayıf kalan" hakeme yönelmekte gecikmedi. Kaptan Bülent de devamlı kollarını açıp konuşarak bu tepkiyi hem saha içinde, hem de tribünlerde büyütmeye gayret edince G.Saray'ın işi iyice zorlaştı. Jardel'in hem pas veremeyen arkadaşlarına, hem de "biraz" hakeme tepkisi ve "ben çıkıyorum arkadaş" gibilerden kenara gelişi Lucescu'yu iyice çıldırttı ama, bilmem ki kızmaya hakkı var mıydı? Bu futbolcuların "bu hale gelmesinde" onun yumuşaklığının büyük rolü yok muydu? Emre'nin hiç yoktan sarı kart, Bülent'in de iki sarı kartla kırmızı görüp Beşiktaş maçında Hagi'nin yanında tribünde yer ayırtmalarında acaba sadece o futbolcuların mı sorumluluğu vardı? İkinci yarıya Jardel'in yerine Serkan'ın alınması sarı-kırmızılı takımda huzursuzluğun ve disiplinsizlik kanamasının hangi boyutlara ulaştığını gösteriyordu. Eğer Bülent'in oyunda ihraç edilmesinden sonra adeta dopingli gibi koşmaya başlayan sarı-kırmızılı futbolcular hakemin penaltı skandalından sonra galibiyeti getirecek golü buldularsa, bu onlardan çok rakiplerinin üzerine gidemeyen Siirtliler'in yüzündendi. Bir topları direkten dönen mütevazî Siirt ekibi, şanssızlığından çok, puan alacağına inanmamanın ve biraz da Ceyhun'un çok şahsi oyununun kurbanı oldu. G.Saray, oyunu itibariyle hiç haketmediği 3 puanla İstanbul'a dönerken hem Türkiye Ligleri, hem de Şampiyonlar Ligi için çok kötü sinyaller verdi. Bakalım bu tablodan Lucescu ne çıkaracak?