- Kasım ayı enflasyonu beklentilerin altında kalarak yıllık %31,07'ye geriledi.
- Bu durum, 11 Aralık'taki TCMB Para Politikası Kurulu toplantısında faiz indirimi beklentilerini artırdı.
- Mevcut politika faizi ile yıllık enflasyon arasındaki 8,50 puanlık fark, faiz indirimi için alan sağlıyor.
- Asgari ücret ve yılbaşı fiyat düzenlemeleri öncesi alınacak karar nedeniyle temkinli bir faiz indirimi bekleniyor.
- Faiz indirimi beklentileriyle BİST 100 endeksi yükselişe geçse de kritik 11.250 direncini kıramadı.
- Karadeniz'deki artan jeopolitik gerilim, piyasalar için önemli bir risk faktörü olmaya devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan kasım ayı enflasyonunun %0,87 ile beklentilerin altında kalmasının ardından, 11 Aralık’taki TCMB Para Politikası toplantısında faiz indirimi beklentileri arttı. Rakamları hatırlarsak; yıllık enflasyon %31,07’ye geriledi. TCMB’nin politika faizi %39,50 seviyesinde bulunuyor. Arada 8,50 puanlık fark var. Bu fark, yüksek reel getiriye işaret ederek faiz indirimi için alan açıyor.
Öte yandan aralık ayının en önemli gündemlerinden biri asgari ücret… Henüz belirlenmedi ancak çeşitli rakamlar telaffuz ediliyor. Ağırlıklı ihtimaller %20-%25 civarında bir artış olabileceği yönünde… Ayrıca her yılın başında yönetilen ve yönlendirilen fiyatlara yapılan zamları dikkate alırsak “enflasyonist baskıların dönemsel olarak yükselebileceği” aylar yaklaşıyor.
Dolayısıyla TCMB bu haftaki kararını, asgari ücret ve yılbaşı fiyat düzenlemeleri öncesinde alacak. Bu sebeple temkinli bir indirim de söz konusu olabilir. 200 baz puana varabilecek indirimler hâlinde bile, yıllık enflasyon ve faiz farkı en fazla 6,5 puana kadar gerileyecek ve para politikasındaki sıkı duruş bu durumda da korunmuş olacak.
***
Düşük gelen enflasyon ve faiz indirimi beklentilerinin yansımalarına bakarsak; Borsa İstanbul’da BİST 100 endeksi geçen hafta %1 primle 11.007 puandan kapanış yaptı. Hafta içerisinde en yüksek 11.201’i test eden endeks, son 9 haftanın en yüksek seviyelerine yöneldi. Fakat eylül ayından bu yana kendini gösteren 11.250 direncinin “destekleyici gelişmelere” rağmen aşılamadığı görüldü.
Burada Karadeniz’deki gerilime de parantez açmak lazım. Rusya-Ukrayna savaşında ABD destekli son ateşkes girişiminden henüz sonuç alınamazken, ticaret gemilerine yapılan saldırılarla birlikte jeopolitik tansiyon yeniden yükseldi. Piyasalar, muhtemel bir ateşkesi satın almaya başlamıştı ancak Karadeniz’de sular hâlâ bulanık. Önemini korumaya devam eden bölgedeki gelişmeler de yakından takip edilmeli.

