Orta Doğu’da İsrail ve İran arasında başlayan çatışmalar, bir süredir faiz indirimi beklentileri ile pozitif seyreden piyasalarda gündemi de rakamları da değiştirdi. Borsanın geçen hafta 9.065 ve 9.733 gibi geniş bir aralıkta dalgalanması volatilitenin boyutunu gösterdi. Piyasalar, gelecek hafta da çatışmaların seyrini ve 19 Haziran’da TCMB’den gelecek faiz kararını takip ederek yön arayacak.
Bu noktada petrol fiyatlarına değinmekte fayda var. Türkiye’nin kullandığı Brent petrolün varil fiyatı geçen hafta %11,75 primle 74,38 dolara yükseldi. Petroldeki bu hareket, son 32 ayda gerçekleşen en hızlı haftalık prime işaret etti. Türkiye’nin ithalatçı ülke olduğunu dikkatle alırsak, petroldeki artışın (kalıcı olması hâlinde) enflasyonla mücadelede bir zorluk yaşanması söz konusu olabilir. Benzinin litre fiyatı geçen hafta birçok ilde ilk defa 50,00 TL ve üzerine çıkmıştı.
OPEC+ Grubu’nun son birkaç ayda arzı artırması ve yeni arz artışlarına hazırlanması, ABD’nin uyguladığı tarifeler sebebiyle küresel talep ve büyüme endişelerinin kısmen devam etmesi, petrol fiyatlarını dengeleyen unsurlar arasında yer alıyor.
Bu arada Merkez Bankası İkinci Enflasyon Raporu sunumunda, petrol fiyatlarına dair beklentisini 2025 yılı için ortalama 76,5 dolardan 65,8 dolara düşürmüştü. Son yaşanan jeopolitik risklerin ardından fiyatlar daha yukarıda denge bulursa TCMB bunu dikkatle alabilir. 19 Haziran’daki Para Piyasası Kurulu toplantısı karar metninde bu konuya da bir parantez açılabilir.
Faize gelince… Geçen hafta yeniden başlayan haftalık ihalelerle birlikte fonlama faizi %46,00 olarak gerçekleşti. Gecelik faiz (TLREF) %49,00’dan %47,13’e geriledi. TCMB’nin, koridorun üst bandından politika faizine doğru yöneldiği görülüyor. Bu duruş, jeopolitik riskler netleşene kadar bir süre daha korunabilir.
BİST 100 endeksinde 9.000 seviyesine yaklaştıkça gelen tepki alımları olumlu olmakla birlikte; altın gibi ‘güvenli liman’ ürünlerinin ve TL mevduat ile para piyasası fonları gibi ‘risksiz’ enstrümanların böyle dönemlerde daha fazla koruma sağladığı bir defa daha görüldü. Aynı zamanda yatırımlarda ‘sepet’ yapmanın önemi de…
Ömer Faruk Bingöl'ün önceki yazıları...