"Bu filmler, kim bilir kimlerin kurtuluşuna sebep olacak?"

A -
A +

"Okuduklarımızı; başta baş tacımız Sevgili Peygamber Efendimize ve TGRT’den tanıdığımız evliyâların ruhlarına hediye ediyoruz."

 

 

 

Yine dikkat kesildik patronun anlattıklarına:

 

-Bu filmin ana konusu, ana fikri... Yan fikir ve detaylarda gizli olanlar...

 

Asıl verilmek istenen mesaj ve diğer dinî terminolojiyi birlikte muhakeme ediyor, müşterek bir neticeye varıyorduk.

 

Bu arada Kur'ân-ı kerîm öğrenmemiz lazım geldiğini iyice anladık. Onsuz tam Müslüman olamayacağımız açıktı. Bu işleri zevkle yapan, kendini yetiştirmiş, ehil birini bulduk. Bize bıkmadan, usanmadan Kur'ân-ı kerîm okumayı öğretti. Fasılasız, şimdi her gün okuyoruz? Binler kere şükürler olsun. Elhamdülillah! Okuduklarımızı; başta baş tacımız Sevgili Peygamber Efendimize ve TGRT’den tanıdığımız evliyâların ruhlarına hediye ediyoruz.

 

-!!!

 

Pürdikkat dinliyoruz petrol istasyonu sahibini. Oldukça duygulanmıştı, başrol oyuncumuz Reha Yeprem’e döndü:

 

- Biliyor musun Reha Bey, okuduklarımızı; Alaaddin-i Attar hazretlerine hediye ettiğimizde sen de gözümün önüne geliyorsun, sana da hediye ediyoruz.

 

Reha, kendi için söylenen bu ifadeleri duyunca başladı hüngür hüngür ağlamaya. Hepimiz çözülmüştük. Bir müddet sessizlik oldu.

 

Petrol istasyonunu gezdirdi patron. Bahçenin güzel köşesine biblo gibi küçük ama muhteşem bir sanat eseri yaptırmış. Osmanlı Cami-i şeriflerinin bir minyatürüydü sanki. Etrafı gezdirirken şunları söyledi:

 

- Ragıp Bey, başta İhlâs Holding yetkililerine ve sizlere ayrı, ayrı teşekkür ederim… Muvaffak olun, muzaffer olun, daha büyük projeler gerçekleştirin inşâallah. Şunu iyi bilin ki; emekler zayi olmuyor, olmayacak da... Ne duâlar alıyorsunuz, nice bağrı yanık, kalbi kırık, gözü yaşlı insanlardan bir bilseniz. Ben onlar adına söyledim söyleyeceklerimi.

 

- En büyük sermayemiz de o olsa gerek… diyebildim sadece.

 

Bu samimi patron, FERDİ TAYFUR PETROL İSTASYONU'nun bugünkü sahibinin saf, tertemiz mütebessim yüzüne imrenerek bakarken, mübârek Enver Abimizin Cağaloğlu’ndaki mescitte söyledikleriyle irkiliyordum;

 

"Bu kasetler, bu filmler kim bilir kimlerin kurtuluşuna sebep olacak?"

 

İstasyondan ve arkadaştan, yayınlarımızın tamamını hediye etme sözü vererek ayrıldık. Durumu Fethiye Temsilcimiz Mücahid Mücasiroğlu abiye anlattık. O da çok hislenmiş, bütün yayınlarımızdan hazırladığı bir paketi hediye olarak vermiş.

 

Reha Yeprem, bu filmde namazını hiç geçirmedi. Bir manken olan hanımı ile de bu meseleleri enine boyuna konuşmuşlar. Hanımı da seve seve tövbekâr olmuştu.

 

Kur’ân-ı kerimde mealen; “Allah’ın dinine ihlâsla hizmet edene, Allah yardım eder” buyuruluyor. Peygamber efendimiz de buyuruyor ki:

 

"Kim, insanların kızacakları şeyde Allah'ın rızasını ararsa, Allahü teâlâ onu, insanlardan gelecek zarardan muhafaza eder, korur. Kim de, Allah’ın kızacağı şeyde, insanların rızasını ararsa, Allahü teâlâ onun işini insanlara bırakır.”

 

 

 

Kemale ermiş gibi,

 

Hakikat aramalı.

 

Susamış derviş gibi,

 

Hakikat aramalı.

 

 

 

Yanlışları yıkarak,

 

Bir meşale yakarak,

 

Çok dikkatli bakarak,

 

Hakikat aramalı.

 

 

 

Sorulmaz her insana,

 

Hak nasip etsin sana,

 

HOCA bakıp her yana,

 

Hakikat aramalı.

 

DEVAMI YARIN

 

 

 

Ragıp Karadayı'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.