Çeşitli düşüncelerle Nefise Doktor’umun yanına gittim

A -
A +

Onları “Ya bu benim hususi hayatım, kime ne? Dün yırtık pantolonla, dekolte kıyafetlerle dolaşıyordum, bugün de daha mütevâzı, derli toplu giyiniyorum. Sizden para pul, mal mülk veya bir yardım isteyen mi var? Yoksa ‘İlla imâna gelin’ diye zorlayan mı?..”

 

Elbette hiçbiri de yoktu! Ya ne vardı? Ahiretimizi düşünüp sadece iyi insan olma derdi vardı. Bunun neresi yanlıştı da ipe sapa gelmez küfürlere maruz kalıyordum? Ellerinden imkânlarını mı almıştım, gezmelerinden, tozmalarından, oyun ve eğlencelerinden mi alıkoymuştum? Hakikaten neydi bunların derdi?

 

Bu tarafta kimsenin etlisine, sütlüsüne karışma, sözlü ve yazılı sataşma gibi hiçbir şey yoktu, olamazdı da zaten. “KUL HAKKI” denilen en büyük hak meselesi vardı. Ahirette hesabı verilmesi en zor olanıydı bu da. Bunu bilen bir Müslüman'ın dedikoduyla, onunla bununla uğraşmaya cesareti olamazdı zaten. Çeşitli düşüncelerle Nefise Doktor’umun yanına gittim. Kahvemi söyledikten sonra yüzüme baktı baktı… Ne dese iyiydi?

 

- Bak Jaleciğim! “O işten ayrılmasaydım, o üniversiteye değil de şuna gitseydim, otobüsü kaçırmasaydım, mavi badanalı evi alsaydım, o adamı sevmeseydim, eski mahalleden çıkmasaydım, teklif edilen işi kabul etseydim…” gibi vesveselerden derhal kurtulmak lazım!

 

- Keşke!

 

- Hep onu bunu, maziyi yani geçmişi düşünüp KEŞKE der, kendimizi yıpratırız. Kadere isyan olacak işlerde “Keşke bunları yapmasaydım!” demek doğru olmaz.

 

- Ben yanlış bir şey mi söyledim Doktor’um?

 

- Hayır öyle bir şey demedim Jale Hanım! Münasip düşmeyen, uygun olmayan “keşke demek” değil, kadere isyan etmektir. Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, bir hadis-i şerifinde: “Allah’a dayanıp işe giriş ve acze düşme! İş neticelenince, ‘Keşke şöyle yapsaydım’ deme, ‘Allahü teâlâ böyle takdir etmiş’ de, keşke demek, şeytanın işine yol açar.”

 

- Hiç duymadığım şeyler!

 

- Yeni nesil maalesef bu hususlarda fakir!

 

- Ne fakiri, dilenci dilenci!

 

- Ne sayarsak sayalım, gençler çok noksanlar! İbni Mesud hazretleri; “Olan bir işe ‘keşke olmasa idi’ olmayan bir işe ‘keşke olsaydı’ demektense, ağzıma ateş almayı, kor yemeyi tercih ederim...” diyerek işin ehemmiyetine dikkati çekiyor.

 

- O kadar mühim demek!

 

- Elbette! Bu kelimeyi, vara yoğa konuşmayı unutalım, hatta hiç ağzımıza almayalım, başka bir şey de demeyelim… şimdiye kadar ne yaşadıysak, belki de hakkımızda en hayrımıza olanlardı. Geçmişe dair dersler aldık, iyi kötü çok da tecrübeler kazandık!

 

- Bizi “BİZ” yapan, o tecrübeler değil mi Doktor’um?

 

- Elbette o tecrübeler! Sen şimdi o zamanki Jale misin?

 

- Hayır!

 

- Tabii ki değilsin! Geriye dönüp dikkatlice bakalım, kötüleri atalım hayatımızdan; bulunduğumuz ve kaldığımız yerden devam edelim iyiye, güzele doğru. Hakkımızda en hayırlı olabilecek, Rabbimizin razı olacağı işleri isteyelim ve yapalım. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.