Daha dün gibiydi imtihana girişim, Gümüşhane’ye gelişim...

A -
A +

Muallim Mektebi hayatımız hızlı başladı. Günler, haftalar aylar derken şubat tatili geldi çattı. Zaman nasıl da çabuk geçmişti.

 

 

 

Anadolu’nun muhtelif şehirlerinden ve bilhassa Erzurum’dan gelen biz tazelere kol kanat gerecek bu tarihî şehir, ikinci asli vatanımız olarak hafızalarımıza kazınmıştı şimdiden.

 

 

 

Sıralanmış nefer gibi göğe dağlar,

 

Yükselir Kuşakkaya Gümüşhane’de.

 

Serin sular, gözeler; hem bahçe bağlar,

 

Süslenir Kuşakkaya Gümüşhane’de.

 

 

 

Zigana'dan, Kop’tan, kalkmaz dört mevsim kar,

 

Dağlar arasından, Harşit Çayı akar,

 

Nice meşe, ladin, köknar, palamutlar,

 

Yeşerir Kuşakkaya Gümüşhane’de.

 

 

 

Pestile renk veren, dut suyu şiredir.

 

Pekmezin iyisi, yiğide göredir.

 

Elmayla beslenen güzeller yeridir.

 

Ballanır, Kuşakkaya Gümüşhane’de.

 

                              ***

     BÜYÜK KAZA VE BÜYÜK SÜRPRİZ!..

Muallim Mektebi hayatımız hızlı başladı. Günler, haftalar aylar derken şubat tatili geldi çattı. Zaman nasıl da çabuk geçmişti. Daha dün gibiydi imtihana girişim, Gümüşhane’ye gelişim.

 

Hani meşhur bir söz vardır ya; “Tepelerde hem yılana, hem kuşa rastlanır; birisi sürünerek, öteki uçarak yükselmiştir” diye. İlk duyduğum günden beri kendime pek yakıştırmışımdır bu mânâ yüklü cümleyi. Hep mücadele ederek, çalışarak bir şeyler yapmışımdır. Birisi elimi tutup da bir yerlere götürmemiştir.

 

Okuyucularım yanlış anlamasınlar lütfen! “Bu adam da şu veya bu şekilde kendi reklamını yapıyor, gizli açık övünüyor” demeyin. İnanın ki saf bir hissiyatla hakikati yazıyorum. Aksine övünmeyi beceremediğim gibi sevmiyorum da. Bu suni bir durum değil tabiatım icabı zannediyorum.

 

İster mektep ister iş hayatımda olsun her yorucu günümün nihayetinde gönlümdeki coşkun sevdamı koynuma alıp sımsıkı sarılarak uykuya daldığımda yaşadıklarımın derin muhasebesini yapmanın hazzıyla yeni güne “merhaba” demek için huzurla gözlerimi; günahlara, kavgaya, dedikodu, fitne-fesada, yalana-dolana, tembelliğe ve bütün kötü âleme kapatırdım. Dün öyleydim de şimdi değiştim mi? Hayır! Hep aynı minval üzere devam etti hayatım. İnşaallah öyle de tamamlamakla şereflenirim. Sımsıcak, alın teri, göz nuru nice hatıralarımın muhafaza edildiği iç dünyama dalarak huzur içinde uyumak bilmem kaç kişiye nasip olurdu?

 

Sert, soğuk kış sabahının alaca karanlığında Gümüşhane, sanki uzun gecenin sakinliğinden, hareketsizliğinden kurtulmak istercesine oldukça gürültülü uyanıyordu. Birbirine bitişik yatakhanelerimizin, koridorların bütün lambaları yakılmış, her taraf gündüzmüş gibi ışıl ışıldı. Sabah erken izne gidecekler birer birer odalarından çıkmağa başlamışlardı. Talebelerin otobüslere yetişme telaşıyla bağrışmaları, sabahın sessizliğini bozuyordu. Ben ise valizimi çoktan hazırlamış, yatakhanenin dış kapısında gölge gibi duruyordum. Gözüm gittikçe artan hareketlilikte, kafam bambaşka bir âlemdeydi.

 

DEVAMI YARIN

 

 

 

Ragıp Karadayı'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.