Kaydet
a- | +A

Çok erken başlamıştı onların birbirlerine olan tutkunluğu... Mektepte, sokakta, park, bahçe ve hatta rüyalarda bile beraberlerdi.

Çocukken sıkça geldiği Haliç’in kuytu bir köşesine; bütün hatalarından kaçıp saklanırcasına oturuverdi perişan vaziyette. Daldı gitti... taa bir ömre bedel o eski günlere...

Ayrılık gayet acı,

Cevap ver Ayşe bacı,

Acaba bulunur mu?

Bu derdimin ilacı?

***

Çok erken başlamıştı onların birbirlerine olan tutkunluğu. Mektebe ilk gün geldiğinde tohum atılmış, çimlenmiş, yeşermiş, tomurcuğa durmuş ve gonca gül olarak açmıştı kalplerinde. Delicesine bir muhabbetti onlarınki. Okurken, yazarken hep birbirini düşünmüşlerdi. Mektepte, sokakta, park, bahçe ve hatta rüyalarda bile beraberlerdi. Uzadıkça uzayan sabahı iple çekerlerdi. Teneffüslerde, yemek saatlerinde, hafta sonlarında çifte kumrular gibi hiç ayrılmazlardı. "Ayrılmak" ne kelime; onu düşünmek, akıllarına getirmek bile istemezlerdi.

Bu yüksek sevdayı mektepte, mahallede ve ailelerde bilmeyen, duymayan kalmamıştı. Modern çağın Leyla ile Mecnun’u, Kerem ile Aslı’sı, Ferhat ile Şirin’i, Sümmani ile Gülperi’si sayıyorlardı onları. Abdullah’ın; “CANIM EVLADIM, ABDULLAH’IM ÇÖPLÜKTE BİTEN GÜL KOKLANMAZ…” diyen ninesinden maada her iki tarafın ailesi bu kara sevdalıların işlerini kolaylaştırmış, evlendirmişlerdi. İlk başladıkları günden evliliğe kadar her şey yolunda gitmişti.

Çok açılmış yakası,

Çekilmiyor cakası,

Ateşle oynanır mı?

Olmaz bunun şakası.

***

Evliliklerinin ikinci senesinde nur topu bir evlatları dünyaya geldi. Sevgilerine sevgi ilave etmek yerine “sen bakacaksın” didişmesi; ilk münakaşalarının başlangıcı olsa da belli etmeden çabuk aşmışlardı bunu. Sevdalıyken kızları ve oğulları olduğunda kararlaştıkları isimler vardı. “ARZUM ARZUN, MURADIN MURADIMDIR” dedikleri en sevdikleri iki isimden biri olan “MURAT” ismini ilk oğullarına koymaya muvaffak olmuşlardı.

Bu arada Abdullah; ailesinin teşvik ve desteğiyle kendi işini kurdu. Evlendikleri günden beri ilk ayrılıkları da bu iş sayesinde olmuş sayılırdı. Hem çok para kazanacak, hem de geniş çevre edineceklerdi. Çünkü onların büyük hayalleri vardı. Büyümek, yükselmek için herkes de böyle yapmıyor muydu?

İlk zamanlar fazla olmasa da idare edecekleri kadar kazanıyor, kimseye minnet etmeden de harcıyorlardı. İstedikleri semtten, beğendikleri ev ve bir de sıfır araba almışlardı. Ufak tefek münakaşaları saymazsan keyifleri yerinde sayılırdı.

Zaman su gibi akıp gidiyordu. Evlerinde, giyimlerinde-kuşamlarında eksikleri olmadığı gibi yurt içi yurt dışı seyahatlerinde de lüks sayılacak yerleri tercih ediyorlardı. İşleri de, yaşantıları da yerindeydi lakin izah edemedikleri bir şeyleri eksikti. Onun ne olduğunu onlar da bilmiyorlardı.

Çalışma, gezme, eğlenmeyle geçen senelerle birlikte biricik evlatları Murat da kocaman delikanlı olmuştu. İşleri, evlatları, çevreleri, kazançları büyümüştü ama problemlerini de büyütmüştü.

DEVAMI YARIN

Ragıp Karadayı'nın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR