Kafamda hâlâ çözülmemiş meseleler vardı…

A -
A +

Benim en büyük mânim çalışma şartlarım ve iş arkadaşlarımdı. Onu çok geç fark ettim. Baksana hayalleri bile yarıştırıyorlar, böyle bir ortamda bazılarının memnun olmayıp darılması sık sık olabilecek şeylerdendi. Ha şu da var ki şahsen ben yaşamak için çalışmak tezini daha çok müdafaa ediyordum. Nefes almak istediğimiz zamanlar illa ki oluyor ya da yorulup bıktığımız... ama sonra işsizlik zamanları geliyor aklıma. Kimse kusura bakmasın, en azından bu memlekette, hatta bütün dünyada paran kadar varsın arkadaş. Allahü teâlâ sağlık, sıhhat, afiyetler versin önce ama onda bile paranın ehemmiyetini görmeden edemiyorum. Hastanesinde suratına bile bakmayan doktora bugün gitmek mecburiyetinde kalmıyorsam, ilmine ve kariyerine itimat ettiğim bir başka doktora gidip beni doğru muayene etmesini, doğru teşhis koymasını talep edebiliyorsam, bu basit işi bile paranın kuvvetiyle yapabiliyorum. Herkesin fikrine, görüşüne, inanışına, hayat tarzına hürmetim var ancak yaşamak için çalışmak bu memlekette bana daha doğru bir tez gibi geliyordu hâlâ.

 

          ***

 

Kafamda hâlâ çözülmemiş meseleler var… Nefise Doktorumla sohbet ederken parkta oynayan Nefise Naz kızım koşarak içeri girdi.

 

- Hadi anneciğim gidiyoruz. Enes’te bir şey yokmuş.

 

- Acelen ne evladım? Gel biricik kızım, Nefise annenin elini öp de öyle çıkalım.

 

- Tamam! Özür dilerim anne, deyip koşarak geldi Nefise Doktor’umun elini öptü, o da bir anne şefkatiyle kızımı öptü, başını okşadı. “Allahü teâlâ iyilerle karşılaştırsın adaşım…” diyerek cebine bir miktar para sıkıştırdı. “Niçin öyle yapıyorsunuz Doktor’um?” dediğimi duyar duymaz da:

 

- Türk İslâm ananesinde hediyeleşmek, hele küçükleri sevindirmek pek yaygın ve oldukça da mühimsenir. Çocuk gelişimi için o kadar da kıymetlidir Jale Hanım.

 

- Biliyorum.

 

- Hediyeleşmek sünnet, yani Sevgili Peygamberimizin pek beğendiği, çok sevdiği şey. Herkes, fazla külfete girmeden hediye vermeyi âdet edinmeli. Bu hususta hadis-i şerifler çok malumunuz. Aklımda kalanlardan: “Hediyeleşin ki, muhabbetiniz, sevginiz, artsın!” Bir başka hadis-i şerif; “Hediye dostluğu artırır, kırgınlığı giderir…” Bir başkası da şöyleydi:

 

“Hediye, Allahü teâlânın gönderdiği güzel bir rızıktır. Kabul eden, Allahü teâlânın gönderdiğini kabul etmiş olur. Reddeden de O'nun gönderdiğini reddetmiş olur.”

 

- Allah muhafaza! Ama hediye reddetmeyi gözü tokluk, mala mülke ehemmiyet vermemek, nezaket kaidesi olarak bile düşünenler var Doktorum.

 

- Maalesef, işin bir de o yönü var. Millet dinini doğru öğrenmeyince kendi cılız aklına göre hareket ediyor. Ortaya böylesine herkese göre değişen görüşler, düşünceler çıkıyor. Cenâb-ı Allah ahir ve akıbetimizi hayreylesin.

 

- Âmin.

 

- Bir başka hadis-i şerif ise şöyle; aklımda kaldığı kadarıyla: “İstemeden verileni alın! O, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır.” Ayrıca “Hediye verene, siz de hediye verin! Eğer verecek bir şey bulamazsanız, onun için duâ edin ki, hediye karşılıksız kalmasın!” Bu kadarlık yeter mi?

 

- Elbette, yeter artar bile doktorum.

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.