Mevlâ görelim neyler? Neylerse güzel eyler...

A -
A +
Bu, mübalağalı ifade gibi gelse de aslında Allahü teâlânın hikmetine, ilmine, hükmüne, kuvvet ve kudretine hamd edişimdir benim. 
 
- Bir gönül dostuna sormuşlar: “Sevmek mi yorar, sevilmek mi?”
- O mübarek zat da şöyle cevaplamış: “Allah için değilse ikisi de yorar!”
- Burada büyük bir incelik var Tanju Bey. İlkin nefsimiz için olsa da bu evlilik bizi Hak teâlâyı tanımaya kadar götürdü ya... sen neticeye bak!
- Aynen. Büyüklerimiz derlerdi ki “Ne oldum diye değil, ne olacağım diye bakmak lazım…” Jale’m.
- Eğer sizinle tanıştığımda bana “O çocukla evlenirsen iyi bir Müslüman olacaksın. Otuz beş yaşlarına geldiğinde İTİRAF diye hatıralarını yazacak ve bu kitabın Türkiye'nin önde gelen yayınevlerinden biri tarafından bastırılıp yayınlanacak…” deseydiniz, muhtemelen size gülerdim. İşte bu yüzdendir ki yaşadığım hayatıma ve tecrübelerime baktığımda hayretler içerisinde “Bu muhteşem senaryoyu yazan kim?” diye soruyorum hem kendime hem de muhataplarıma? Bu, mübalağalı ifade gibi gelse de aslında Allahü teâlânın hikmetine, ilmine, hükmüne, kuvvet ve kudretine hamd edişimdir benim. Olduğumu sandığım kişi, olacağım kişi değilmiş meğer…
- Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri;
Mevlâ görelim neyler?
Neylerse güzel eyler.
Diyor, bir beytinde. Her şey Rabb'imizden. Bizler tercihlerimizle ya ebedî hayatımızı kazanacağız ya da hepten ziyan olup gideceğiz. Kazanmak ve kaybetmek arasında ince bir çizgi var. Tercih bize bırakılmış. Yüz sene sonra bizler, akrabalarımız ve arkadaşlarımızla birlikte hepimiz toprak altında olacağız, evlerimizde yabancılar oturacak, mal ve mülkümüze “Bunlar hep benim…” diyenler sahip olacak, bizden hiçbir şey hatırlamayacaklar. Biraz da onlar oyalanacak ve vakti, saati gelince “Elveda dünya, elveda hayat!” diyecekler, istemeseler de.
- İhtiyarlarımız sık sık söylerdi: “Mal da yalan mülk de yalan/Gel biraz da sen oyalan!” Fâni dünya vesselâm!
- Bizler dedelerimizi, onların da dedelerinden kaç kişiyi hatırlıyoruz ki?
- İşte o hakikati demek istiyorum Jale'm. Vefat edip ahirete hicret ettikten sonra insanların hafızasında sadece bir satır olarak kalacağız, isimlerimiz, eşkâlimiz, o da yavaş yavaş hepten unutulacak. Toprak altında, karanlığın ve sessizliğin derinliğinde bu dünyanın ne kadar boş olduğunu, hayallerimizin peşinde koşmanın ne kadar saçma olduğunu anlamış olacak ve “Keşke ömürlerimizin tamamını iyiliklerle ve güzel amellerle geçirseydik…” pişmanlığıyla yanıp tutuşacağız. Şimdikilere temennimiz “Aman dikkatli olun, aman hayatınızı ziyan etmeyin!” demek olacak.
- Onu da anlayan elimizin parmakları kadar insan ya çıkacak ya da çıkmayacak, maalesef.
- Mademki hayattayız o hâlde ibret alalım ve değişelim. Allah’ım! Bize doğru yolu göster!
- Âmin!
- Allah’ım! Ahir ve akıbetimizi hayreyle!
- Âmin!
- Allah’ım! Bizden razı olduğun hâldeyken canımızı al!
- Âmin…
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
İsmail27 Şubat 2024 23:06

Allah razı olsun