Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Koca dağlar derken; büyük, yüksek dağlar kastediliyor. Koca adam derken; aklı başında büyük insan düşünülüyor.

Peki "koca" ne demekti?

KOCA: Büyük, ilim sahibi âlim, yüksek, ulu mânâlarına geliyor. Gerçi şimdi tek mânâ yüklemişler; “herif, kadının eri” gibi… Koca dağlar derken; büyük, yüksek dağlar kastediliyor. Koca adam derken; aklı başında büyük insan düşünülüyor. “Koca Mustafa Paşa” derken; âlim Mustafa Paşa anlaşılıyordu...

KARI-KOCA derken de; yani erkeğe; KOCA, hanıma da; KARI derken şunu demek istemişler ecdat:

“Erkeğe; sen koca dağ gibi ol, hanımın da; dağın üzerindeki tertemiz, bembeyaz 'karı’ olsun.”

Erkeğe âlim manasında “koca” derken; sen âlim ol, hanımında kar gibi bembeyaz sarığın olsun, baş üstünde taşısın seni... mânâları yükleniyormuş da haberimiz yokmuş…

“KARI-KOCA” kelimelerinin şimdi yüklenilen mânâsına bakılınca insan tiksiniyor. Oldukça da iptidai, ilkel buluyor elinde olmadan.

Seneler evvel, ne derin ruhu varmış meğer bu ecdat hatırası kelimelerin. “Karı-koca” bilhassa “eş”ten daha çok şey ifade edermiş. Mânâ içinde mânâ yüklüymüş. İnsanımıza kitaplar dolduracak genişlikte ve büyüklükte hayat esaslarımız fısıldanırmış meğer bu iki kelimede.

“Eşim değil, karım ol!” Hakiki mânâ; bu cümlede saklı…

Öküzlerin, atların eşi olur, arabaya koşmak için.

Ayakkabıların, çorapların, terliklerin de eşi olur, birlikte giyinir, eskitir, yırtar atarsın…

Eşref-i mahlûkat insanın eşi olmaz. Bir ömür eşlik ediyor diye mi hayat arakadaşına “eş” deyip kenara çekiliyoruz?

Bir ömür birlikte olduğuna “eşlik etmek” yeter mi?

Bir yuvayı bir ömür boyu paylaştığı hayat arkadaşından daha fazlasını beklemez mi insan?

Ecdadı çok iyi anlasaydık bu komik durumlara düşmezdik.

Lisanımızı suni olarak bozmasaydık, bu asil kelimeleri kaybetmez, hakiki mânâlarıyla birlikte anlardık, öyle de hissederdik mutlaka.

Evlenecek erkeğe eskilerin, şanlı ecdadın niçin ”koca” dediklerini bu devir insanına anlatmak kolay değildi…

Çünkü “koca” âlim demektir, yüce demektir.

Çünkü "koca" demek, dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir, o kadar yüce değildir de… Ancak dağların yücesine kar yağar. Bunun için de kadına “kocanın karı, dağın karı” demişlerdir...

Bakmayın şimdi evlenenlerin “karı-koca” ilan edildiğine. Ne evlenenler mânâsını biliyor, ne de ilân edenler.

İşin özü, aslı; “KOCA ve onun KARI” olmalıdır.

Hülasa: Yüce bir dağ olmalı ERKEK.

Kar gibi pak ve masum olmalı KADIN. Kiri-pası, bütün lekeleri, noksanlıkları tertemiz örtmeli, kapatmalı ve bir ömür boyu süsü olmalı dağın. Çünkü tepesinde kar olmayan dağ yüksek değildir, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür…

Kar ve yükseklik, kar ve yücelik birlikte olur hep.

“Eşim olma, yarım ol!” derken şunu demek istemiş ecdat; “Bana benzemeye çalışma sakın. Bana benden lazım değil bir tane daha. Ama unutma ki sensiz YARIMIM. Her zaman söylemem, ama sen anla… Belki de; “Eşim olma, yarım ol! BENİ TAMAMLA” noksanlığımı gider…” demek istenmiştir...

Kim bilir?..

DEVAMI YARIN

Ragıp Karadayı'nın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR