"Sakın Miami deme! Hiç tavsiye etmem! Bir giden pişman, bir de gitmeyen. En iyisi rahatlamak istiyorsanız Maldivler…"
Hakan Bey:
- Koca bir yılın yorgunluğunu atıp yeni seneye zinde bir ruh hâliyle ve sağlıklı, bakımlı bir bedenle girme hazırlığının yapıldığı bu kış öncesinde hiç kimse, tatilinden feragat edip evine kapanmaz, sefil duruma düşmezdi herhâlde. İşin vahametini göstermesi açısından bu durum bile yeterli değil mi? İşte biz, bu seneye de yorgun gireceğiz. Sizin âdil kurumunuzun şefkat ve merhametine sığınmaktan başka bir çaremiz kalmadı! Lütfen!
Kendince mühim bir fikir için villasından kalkıp yağmur, çamur demeden trafikle boğuşan bu adam, buralara kadar gelip diyeceğini demeye muvaffak olmuş, zamanın en büyük film yapımcısına içini dökmüş olmanın rahatlığıyla kırmızı pabuçlarının içindeki ayaklarını ovuşturuyor, ellerini üst üste getirerek mütevâzı ve hürmetkâr görünmek istiyordu bütün benliğiyle.
Uzun bir sessizlikten sonra farkında olmadan;
"Acayip!" diyerek dudaklarımı büktüğüm dikkatini çekmiş olmalı ki:
- Siz tatilde neredeydiniz?
- Hımmm… Ben mi?
- Sakın Miami deme!
- Miami mi?
- Hiç tavsiye etmem! Bir giden pişman, bir de gitmeyen. En iyisi rahatlamak istiyorsanız Maldivler… Deniz, kum, güneş, sükûnet ve doyasıya eğlence…
- !!!
- Mutlaka tavsiye ederim. Heyecan, adrenalin tutkunuysanız Queenstown, tarih, kültür merakınız varsa Venedik, kumsal, güneş ve deniz aşkınız öndeyse Güney Afrika Cape Town, gece hayatı isteyenler için Monte Carlo…
- Bir turist rehberi gibisiniz Hakan Bey maşallah!
- Dünyaya bir daha mı geleceğiz, tabii hakkımız!
- Galiba siz hepsini de gezmiş, görmüşe benziyorsunuz.
- Mecburuz Ragıp Bey… Bir senenin stres ve sıkıntısını ancak böyle enteresan mekânlarda atabiliyoruz. Sizler için de öyle değil mi? O setten o sete, koşuşturma, film, dizi, yayın derken iflahınız kesiliyor, canınız burnunuzdan çıkıyor. Bence bunun ilacı bu eşsiz coğrafyalarda, tam tatil... Bizi mahrum ettiler bu basit, masum ve hakkımız olan istirahatimizden. Ellerine kına yaksınlar!
Tabii hayatını, normal dünyasını anlatıyordu durmadan Hakan Bey. Ben ise bir uzaylı gibi dinlemekle yetindim. Onun için yapabileceklerimin notunu aldım, vedalaştık.
"Bir kapta ne varsa o sızar..."
"Dervişin fikri neyse, zikri de aynı."
Atasözleri dilimde pelesenk, kitap satışlarına ve gazete abone faaliyetlerine katılmak için bu akşamki güzergâhımı tesbit edip Rabbime binlerce hamd ettim, şükrettim...
Üç kuruş paraya, asla satılma!
Nerde kemik varsa, ona atılma,
Gidip soysuzlara, hemen katılma,
Sürüye saldıran kara kurt olma!
Çok pişman olup da saçını yolma!
Hiç fitne çıkarma, ortamı germe,
Kötüleri övme, iyiyi yerme,
Dünya için gidip dinini verme,
Mertlik bekliyoruz, sen namert olma!
En verimli çağda, sararıp solma!
DEVAMI YARIN
Ragıp Karadayı'nın önceki yazıları...