Adalet!..

Onların ne Türklük ve ne de İslâmlıkla zerrece alâkası var. Buna rağmen "Türkiye Cumhuriyeti hüviyet cüzdanı"na sahipler. Sayıları ne kadardır, hangi şehirlerimizde yaşarlar, ne iş yaparlar bilmiyoruz. MİT’inse bütün malûmata sahip olduğundan şüphemiz yok…

 

Aynı zamanda İsrail vatandaşı oldukları için 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’e giderek soykırımcı Netanyahu teröristleriyle beraber Gazze ve Batı Şeria’da ama bilhassa Gazze’de gözlerini kırpmadan bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil katleden T.C. vatandaşı soysuz Siyonist Yahudilerden bahsediyoruz…

 

Bu soykırımcı gaddar mahlukat, yirmi aydır dehşetli bir vicdan kanaması sebebi olarak Türkiye gündemindedir. Eli kalem tutan her yaralı insan, bunların Türk vatandaşlığından atılması için yazıp duruyor. Ne var ki bir gelişme göremedik. Hâlbuki yapılan, suçtur. Hem devletimize hem milletimize hem mazlumlara ve hem de insanlığa karşı ika edilen ağır bir suç. Hukuk devletinde hiçbir fâilin yaptığı yanına kâr kalmaz. Bu zâlim sahte vatandaşlar, İsrail’e gidip, İsrail askeri kıyafeti giyerek vatan müdafaasındaki masum insanlarla onların daha da masum bebeklerini, çocuklarını, aileleri, katlettikten, hanelerini başlarına yıktıktan sonra turistik bir seyahatten avdet ediyormuş gibi dönüp şehîd kanlarıyla yoğrulmuş şu mübarek vatanımıza gelmekte, pis ayaklarıyla pak topraklarımızı kirletmekteler. Gidiyor, serî cinâyetler işledikten sonra geliyor ve hiçbir şey olmamış gibi işlerine, kârlarına bakarken bir yandan da sosyal medyada Filistin siyasetinden dolayı hükûmet aleyhine yazılar yazıyorlar.

 

Devletin, varlıklarından haberdar olduğu, fakat yaptıklarını asla ve kat’a tasvip etmediği bu zalimlerin suyu çoktan ısınmış olmalıdır. Bıçak, yalnızca kemiğe dayanmadı; kemik de bir miktar kesilmiş vaziyette.

 

Biz, bu mevzuda herkesin dediğini biraz daha ileri taşıyoruz. Aynı zamanda İsrail vatandaşı da olan bu Siyonist Yahudiler, evet, Türk vatandaşlığından atılmalı. Bu şart. Ancak; vatana ve millî vicdana ihanet eden bu katiller, adliyeye sevk edilmeden, muhakeme edilip ağırlaştırılmış müebbed hapis cezası almadan, cezaları infaz edilmeden, Türk vatandaşlığı ellerinden alınmamalıdır. Yargılama olmadan vatandaşlıktan atılırlarsa iş zorlaşır, çok karmaşık yazışmalar, usuller devreye girer. Onun için Netanyahu’nun postal parlatıcısı bu Siyonist katiller, evvela tek tek tesbit edilip, saklanmış olsalar bile bulundukları yerlerde enselerinden yakalanıp hâkim huzuruna çıkarılmalı, suçu sâbit olanlara, idam cezası olmamasına hayıflana hayıflana ağırlaştırılmış müebbed; ömür boyu hapis cezası verilmelidir. Bununla da kalmamalı; menkul ve gayrı menkul ne malları ve bankada ne miktarda servetleri varsa hepsine el konmalı ve paraya çevrilen menkul ve gayrı menkullerle hesap nakitleri Kızılay yahut AFAD üzerinden Gazzeli yetim, öksüz, aç, susuz, evsiz, kimsesiz… yoksullar için gönderilmelidir…

 

Türkiye Cumhuriyeti, her değerimizin düşmanı zâlim Soykırımcı katillerin barınağı olamaz. Ne yazdığımızın ne dediğimizin şuurundayız. Hukukçu kimliğimiz ve yarım asrı aşkın yazarlık mes’uliyetiyle kanayan vicdanımızın haykırışı olarak bunları söylüyoruz. Bunları, biz söylediğimiz gibi hukuk, adalet ve amme; kamu vicdanı da söylemekte. Eğer bu çifte vatandaşlık suiistimalcisi katiller, en kısa zamanda sıraladığımız bu cezaları almazlarsa kimse hukuktan ve adaletten söz etmesin, Gazze’ye acıdığını dile getirmesin. Zâlime hoşgörü, adalete hakarettir.

 

Bir defa daha tekrarlayalım:

 

-Adalet, duvar yazısı değildir!..

 

Hukuk, suçtan caydırır. Buna rağmen bildiğini okuyan olursa adalet, suçluya tez zamanda ve layıkıyla ibretlik cezayı verir…

 

Unutulmamalı:

 

Mazlumun, ciğer yakan ahı ve kanlı gözyaşı, âdil-i mutlak olan yüce Allah’ın gazabına sebep olur.

 

 

 

 

 

Rahim Er'in önceki yazıları...