Asgarî ücretin yetmesi için

Nihayet açıklandı, asgari ücret net olarak 303 milyon TL imiş. Bu parayla geçinmek mümkün mü? Sorulması dahi abes. İki çocuklu, kirada bir aile böyle bir parayla nasıl geçinsin? Açlık sınırında 2 milyon işsiz var. Bir de dar gelirli sayısını ise kimse bilmiyor. Yüksek bir nüfus, müthiş bir geçim derdinde. İşte yılbaşındayız. Bir tarafta 303 milyonla bir ay nasıl geçineceğini düşünen milyonlar, bir tarafta yılbaşı çılgınlar gibi para harcayan on binler. Ne hazin ki sür'atle açlar ve toklar ülkesi haline geliyoruz. Orta sınıf göçmekte. İstanbul'da bile dehşetli açlık manzaraları var. Kabahat kimde? Kabahat ne işverende ne bugünkü hükümette? Çünkü işveren çalışana ödediği kadar bir de devlete vergi vermekte. Buna çare bulmak lazım. Şu şartlarda 10 kişiden fazla adam çalıştıran herkes kahramandır. İşveren devletin yükünü almakta. Onlara gösterilecek kolaylık dolaylı olarak işçiye döner. Sistemin mutlaka revizyona tabi tutulması gerekir. Asgari ücretin yetmesi için ilk yapılacak olan devletin iş sahibini hırsız gibi görme hastalığından kurtulması ve adam çalıştırana yardımcı olmasıdır. İkinci yapılacak olansa daha sosyal bir davranış, Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde görmüştük, evlerde tüketilen su, elektrik ve kullanılan telefondan para alınmamakta. Aynısı Türkiye'de de yapılabilir. Telefondan kısmen alınsa bile diğerleri kesinlikle alınmamalı. Nitekim TEDAŞ yoksul hanelere 50 kilovat saate kadar bedava elektrik vermek için bir proje geliştirmiş ve bunu enerji bakanı Hilmi Güler'e sunmuştur. Diyarbakır milletvekili Aziz Akgül'ün öncülük ettiği bir çalışma neticesinde kurulacak olan "Gıda Bankaları" da kimsesizlere destek olacaktır. Bu Gıda Bankaları hayırseverlerin bağışlayacağı gıda, sebze, meyveleri depolayarak muhtaçlara dağıtacak, marketler zinciridir. İlk mağazalar ocak ayında Diyarbakır ve Ankara'da açılıyor. Yoksa gözyaşları, kederler dinmez, ayın ilk haftasında biten sözde maaşla kimse mutlu olmaz.