Barışı ne çok sevdik

A -
A +
Bütün kaynaklar, o haberi verdiler, "dört dörtlük büyüme" diye habere nükte kattılar. 'Türkiye'nin ikinci çeyrekteki büyüme beklentisi 3.5 iken 4.4 olarak gerçekleşti!'
Niçin?
Çevremizdeki iki devlette olanca şiddetiyle iç harp yaşanıp Suriye'den 500 binlik bir şehir nüfusu Türkiye'ye göçmüşken, içeride de yer yer kavga-dövüşler görülürken nasıl olur da ülke ekonomisi, büyüme tahminlerini aşarak yüzleri güldüren bir sonuç verebilir?
Bunun sebebi, 9 aydan beri devam eden 'Barış Süreci'dir. Daha 'barış' sözü edilir edilmez yatırımcılar, doğu ve güneydoğu illerimize gitmeye başladılar. Kısa sürede sanayi, ticaret ve turizmde canlanma görüldü. Korku ve çekingenlik azaldıkça ziyaretçiler çoğaldı. 30 yıldır ilk defa analar, babalar ağlamıyor, gençler ölmüyor.
İşte "dört dörtlük" mutluluğun sebebi bu keyfiyettir.
Şimdi Hükümet, Çözüm Paketini açıklama hazırlığındayken Kandil Dağı'ndaki Kürt karar alıcılar "çekilmeyi durdurduk" dediler. Pişmek üzere olan aşa soğuk su katılıyor. Önce BDP nasıl bir tavır alacağını netleştiremedi. Sonra "Barış Süreci devam edecek" dedi. Ardından anlaşıldı ki Kandil, İmralı'dan ayrı, başına buyruk hareket etmiş.  'Çekilme' denen süreç, öyle hemen bir ânda nakli hâne gibi gerçekleşmiyor. Resmî açıklamaya göre yüzde 25'i tamamlanmış. İşin aslına bakılırsa vatandaşı ve sermaye sahibini ilgilendiren, silahların susması, yatırım yapılacak ortamın doğmasıdır. Ötesi, işin biraz da tatmin tarafı. Gidenler ilânihâye dağda kalamazlar. Sonuçta bu ihtilaf, bu ülkenin derin problemidir. Hallinde de hiçbir devirde olmadığı kadar çözüme yaklaşılmıştır. Geriye, sabır, iyi niyet ve gayret kalmakta. Barış iklimi mutlaka devam etmeli, bu ülkenin hiçbir vatandaşı ölmemeli. Bu kalkınma mevsimlerinden evvel IMF'lerin himayesi vardı. Yetkililerimiz, kapı kapı dolaşıyordu. Bugünkü kalkınma nimeti bu ülkenin her ferdi için olduğu gibi dünkü ayıp da herkes içindi. Herkes, dağdaki de ovadaki de obadaki de odadaki de.... herkes... herkes.. Barışın ve dolayısıyla insan hayatının ve refah toplumu olma seyrimizin üstüne titremeli.
Bu ülkenin Türk'ü, bir o kadar Kürt'tür.
Kürt'ü, bir o kadar Türk'tür.
Her ikisi Müslümandır...
Her ikisinin kıvancı da tasası da bir diğerinindir. Kimse hangi mazeretle olursa olsun barışımıza ilişememeli. Hiç kimse, onu bu topraklardan koparamamalı. Türk de Kürt de buna müsaade etmemeli. Emperyalizmin oyununa âlet olmak bitmeli artık. "Türk-Kürt "diye konuşmak bile ayıp. Ben ve o değil, "biz" demeliyiz. Nitekim Harput'lu da öyle der:
Gaş ayrı keman ayrı niye ola?
Hassa bilabar ola..
'Kaşla kavisi niçin ayrı olsun? Güzelce beraber olsun!'
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.