BAŞİKA FIRTINASI

A -
A +
 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan "Avrasya İslâm Şûrası"nda sözü Irak Başbakanına da getirdi. Haydar el Abâdî, Türkiye'nin Başika'dan çekilmesini istemekle kalmamış, aynı zamanda Türkiye Cumhurbaşkanına da uygunsuz laflar etmişti. Cumhurbaşkanı bunun üzerine konuştu. Tayyip Erdoğan'ın bir cümle ile dediği şudur: "Benim seviyemde değilsin, muhatabım da değilsin, biz Musul'da bildiğimizi okuyacağız..." Bu kararlı cümle, Başika üzerinden bir fırtınanın kopacağının habercisi gibi gözükmekte.
Iraklı politikacı Haydar el Abâdî, 1952 doğumlu Şiî bir Arap’tır. Teknoloji Üniversitesinden 1975'te mezun olduktan sonra 1980'de Manchester üniversitesinde elektronik doktoru olmuş. İlk defa 2003 yılında haberleşme bakanı olarak kabineye girdi. 8 Eylül 2014'te Başbakan seçildi. Aynı zamanda İslâmî Dâvet Partisi genel başkanıdır.
Bugün ihtilaf mevzuu olan ve DAEŞ'ten kurtarılması için devletlerin ittifak arayışında oldukları Irak'ın ikinci büyük şehri Musul ise 800 DAEŞ'li tarafından tek kurşun atılmadan 10 Haziran 2014 tarihinde ele geçirildi. Şehirdeki binlerce iyi donanımlı Irak askerî birlikleri, komutanları ve valiyle beraber silahlarını da  bırakıp kaçtılar. DAEŞ adlı terör örgütünün tehlikeli gidişatı üzerine Türkiye, Iraklı idarecilerin talebiyle Başbakan Ahmet  Davutoğlu döneminde 2015 sonunda Musul'un 30 km kuzeyinde Başika denen yerde 600 askerle bir üs kurdu.
Bu üs, o günden beri buradayken şimdi Haydar el Abâdî, âni bir arzuyla Türk askerinin çıkıp gitmesini istemekte. Bu isteğin yapıldığı ve bugün tekrar giderek gündeme oturan Irak'ın mevcut vaziyeti nedir?
10 yıl içinde iki kere işgal yaşayan Irak, koalisyon güçleri daha açık bir ifadeyle  Amerika tarafından İran'a teslim edildi. Belki maksat bu değildi. Fakat varılan netice böyle oldu. Daha sonra da Arap Baharı adı altında Suriye de İran ve Rusya'ya teslim edilecektir. Irak, bugün Şiî Araplar, Sünni Kürtler, Selefi DAEŞ arasında bölünmüştür. Fiilen 3 ayrı parçadır. Sünni Araplar, gördükleri kötü muamele sebebiyle yönetimden şikâyetçidir. Ayrıca Kerkük, Musul ve Telafer gibi Türkmen bölgeleri vardır...
Kısaca çizmeye çalıştığımız bu coğrafi, insani ve ırkî manzara kavranmadan Irak'ın anlaşılması mümkün değildir. Şia mensubu olması ve -herhâlde- aldığı eğitimle Haydar Cevad Kadim el Abâdî, münhasıran kendi adına konuşmuyor. İran ve İngiliz muhabbet ve tesiriyle konuştuğu aşikâr.
"Koalisyon gücü" diye tâ Yeni Zelanda'dan bile asker varken ve bu asker bulunduran devletler 63 gibi inanılmaz bir sayıdayken bu zât, hemen önünü görmeyip Türkiye'ye sataşması insafsızlıktır. Mehmetcikten rahatsız olmasının sebebi ne? İsmi Mehmetcik diye mi? Kıblesi var diye mi? Böyle kimselere Türkçe'de "sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?" diye sorarlar.
Bırakın Musul'u, topyekûn Irak ve topyekûn Suriye, I. Cihan Harbi sonuna, 1920-25'lere kadar İstanbul'a bağlıydı. Bağdat da Şam da vilayetlerimizdi. Batı Trakya gibi Musul, Kerkük, Süleymaniye Misak-ı Millî hudutlarımız içindedir. Bunları demek bir millî şuur pekiştirmesi ve hakikati hatırlatmak içindir. Yoksa "kalkın fethe gidiyoruz!" demek değil. Kimse bizden tarihimize gafil kalmamızı beklemesin. Diğer taraftan bölge insanıyla din birliği, kültür birliği ve Suriye ve Irak'taki yüzbinlerce Türkmen’le ırk ve dil birliğimizi var.
Bu gerçekler mevcutken ve üstelik hudutlarımız tâciz edilirken ve ortada da aynen Suriye'de olduğu gibi şeklen bir Irak devleti kalmışken el Abâdi'nin Türkiye'nin dostluğunu kazanmak akıllığı göstermek yerine bir yerlere yaranmak adına lüzumsuzluklar yapması bir kere daha Irak'a ziyan verir.
800 tane DAEŞ çapulcusu önünden kaçan bir ordu.
Şeklen ayakta bir devlet.
Ve o devletin mağrur Başbakanı!
Ey Başbakan!..
Türk Ordusu, Mehmetcik, Başika'dan çekilmeyecek, aksine bölgenin emniyet, huzur ve istikrarı için daha da çoğalacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.