İktidarın ve muhalefetin kuvvetli olduğu dönemleri görebilen devletler, dünya ile yarış ve kalkınma rüzgârını uzun soluklu olarak yakalayabilmekte. Türkiye, bu anlamda incelenmeye değer. Uzun süren zayıf koalisyon hükümetlerinden sonra AK Parti ile birlikte kuvvetli bir iktidara kavuştu. Ne var ki ana muhalefetteki zayıflık, artarak devam etmekte.
CHP, rejim değişikliğiyle birlikte -şeklen seçim olsa bile- defacto biçimde iş başına gelmiştir. Bu partinin yarıştığı ilk dürüst seçimler, 1950'den itibaren başlar. O günden bu yana -bir-iki kere birinci parti çıkmasını bir tarafa bırakırsak -sürekli ana muhalefet partisidir. Türkiye'nin şanssızlığı da burada. Tek parti döneminde millete yaşatmadığını bırakmamışken ana muhalefette de iktidarların burnundan getirmektedir. Ürettiği dişe dokunur, bir fikir, teklif, görüş ve tez yoktur. Atatürkçülük, laiklik, gericilik-ilericilik gibi soyut ve slogan propagandalarla konuşmaktadır.
Ne seçim, ne kongre, ne genel başkan farkı, hiçbir şey CHP'yi değiştirmemekte. Katı ideolojik üslubunu hiç tartışmamakta. Bu ideoloji, milletin iman ve asli değerlerini, devri geçmiş unsurlar olarak görmektedir. Bu sebeple 27 Mayıs ve 28 Şubat'la barışık oldu. CHP, bugün de 1930'ların özenti ideolojilerini gaye edinmiş bir dernekten farksızdır.
Bunları bize, bazı CHP'li sözcülerin yaptıkları kirli konuşmalar yazdırdı. Türkiye, işgal altında olsaydı, işgalciler bu denli tesettür ve başörtüsü düşmanlığı yapmazlardı.
Pişmanlıklar yaşanması şart değil mi?
Köprülerin altından çok sular akmadı mı?
Barış iklimine yürümüyor muyuz?
Eskiye bir sünger çekilmesi gerekmez mi?
Ne yazık ki şu dediklerimiz, herkes için söz konusu değil. Tek parti zihniyeti, 'kinim dinimdir!' katılığında. Türkiye'nin zorlama bir başörtüsü problemi var. AK Parti, 10 küsur yıl buna sabretti. Nihayet bu utandırıcı problem, Demokratikleşme Paketiyle çözüme kavuştu. Bunun üzerine halen TBMM'de yasama faaliyeti yapan bazı hanım vekiller, artık örtüneceklerini beyan ettiler. Tek parti zihniyetinin temsilcileri, işte bu haberden sonra gemi azıya alarak saldırmaya başladılar. "Başörtüsü simgedir" gibi akıl-mantık dışı zavallı ve çiğ iddialara kalkışmakla kalmamakta, o milletvekillerinin örtülü olarak meclise girmelerine müsaade etmeyeceklerine kadar hadlerini aşan ifadeler kullanmaktalar...
Tesettür, kadına Allah'ın emridir; yani farzdır. İnsan, irade-i cüz'iye sahibidir. Dileyen hanım, iradesini dilediği gibi kullanır. İradesini örtünmeden yana kullanan hanım vekillere savaş açanlar, yel değirmenlerine hücum etmekle kalmamakta Allah'a da savaş açmaktalar. Allah'a savaş açan bir nasipsiz zihniyeti, bu millet, asla iktidar yapmaz. Artık ümitsiz bir kronik vak'a hâline gelmiş olan CHP, bay İnce, Loğoğlu, bayan Tarhan, Serter gibi isimlerle bitmeye, erimeye ve tükenmeye mahkûmdur.
2023'te CHP diye bir parti düşünmek abes olur.
Zavallı âsâbı bozuk çağdaşlar.
Zavallı CHP.
Gözün aydın Türkiye!..