Gündemdeki problem; edepsizlik!

A -
A +
Hâdiseyi yıllar evvelinde muhterem Ferruh Bozbeyli anlatmıştı. Şimdi tam sırası, bir kere daha nakletmeliyiz:
Süleyman Demirel Başbakan, Ferruh Bozbeyli TBMM Başkanıdır. Başbakan Demirel, sabahları genel kurula inmeden önce Başkan Bozbeyli'nin odasına uğramaktadır. Sabah kahvesi içerler; sonra herkes kendi işine başlar.
O günlerde Haldun Simavi'nin çıkarttığı Günaydın gazetesi, Başbakanın eşi Nazmiye Demirel için bir dedi-kodu yapmaktadır. MP/Millet Partisi'nden bir milletvekili, merhume Nazmiye Hanım hakkındaki bu dedi-koduyu meclis kürsüsüne taşır. Bunun üzerine AP/Adalet Partisi milletvekilleri, hiddetle kürsüye yürürler. Müdahale edenler olur, kavga önlenir.
Aradan bir ay geçer...
Gazetelerde bir havadis çıkar. Nazmiye Demirel'e o ağır ithamı yapan milletvekilinin AP'ye geçeceği yazılmaktadır. Ferruh Bozbeyli de birçok kimse gibi okuduklarına inanamaz. Başbakan, sabah yine uğrar. Kahvelerini içerken Ferruh Bey, mevzuu açar. Demirel, beklenmedik bir cevap verir:
-Ne var canım bunda?
Bu şaşırtıcı cevap üzerine Bozbeyli'nin kan beynine hücum eder:
-Sayın Demirel, benim değil, senin karına hakaret edildi!
Verilen karşılık müthiştir ve doğrusu haklı tarafı ayırmayı zorlaştırmaktadır:
-Kardeşim, havlamak adamın huyu; başkasının yanında durup bana havlayacağına, benim yanımda durup başkasına havlasın!...
Şu gün iç gündemin en mühim meselesi edepsizliktir. Küçüklüğünde "haydi oğlum amcana söv bakiim!!!" benzeri cıvıklıklarla yetiştiğini tahmin ettiğimiz 6-7 Vekil, edepsizlikleriyle meclisi de gündemi de kirletmekteler. Bunlar, bir konu hakkında konuşurken, sözler en ağırından sin-kaflı olmakta; ağızları köpük saçmakta, parmakları tehdit savurmakta...
Genel başkanların, Demirel tercihiyle bu kimseleri, kapılarında muhalif partiye karşı tuttuklarına ihtimal vermek istemeyiz. Hangi niyetle, kim için ve ne adına olursa olsun küfretmenin, sövmenin hiçbir haklı tarafı olamaz. Bu fiil, ceza kanununa göre suç, Allah'ın kanununa göre haramdır. Yapılan, din kitaplarının ifadesiyle "dil ile fuhuştur." Sinirlenen, söven, küfreden çirkinleşir. Ne var ki dili de kalbi de çirkin olduğu anlaşılan malum politikacılar, partilerinden atılmıyor, meclisten ihraç edilmiyorlar. Tam tersine grup başkan vekili olabilmekte, seyahatlere götürülmekteler.
Mevzuatta boşluk varsa bu boşluk doldurulmalıdır. Öyle ki bu kimseler, milletvekilliğinden düşürülmeli ve ceza mahkemesine sevk edilmelidir. Türkiye'nin bu yüz kızartıcı hallere değil, ufuk açıcı fikirlere ihtiyacı var.
İnsan olan, düşünür, konuşur ve teklifte bulunur.
Havlayan başka bir mahluktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.