Haçlı cinneti

Sesli Dinle
A -
A +
Fail, İslâm dînî ve Müslümanlara karşı kin, gayz ve nefret hisleriyle dolu bir kişi.
 
Adı: Rasmus Paludan.
 
1982 doğumlu.Hukuk tahsil etmiş.
 
Danimarka asıllı bir İsveç vatandaşı, aşırı sağcı ve ırkçı. Aynı zamanda bir siyasi partinin başkanı. Partisinin adını en "Bildiğini Okuyan Partisi" diye Türkçeleştirebiliriz. Bu hastalıklı tip öylesine İslâm düşmanı ve kindar ki Kur’ân-ı kerim yakmayı âdet edinmiş. Yüce kitabımızı, 22 Ocak 2023 Günü Stockholm’deki Türk sefareti önünde yine yaktı. O suçu icra ederken resmî makamlar, "demokratik hakkını kullanıyor" diyerek kendisini polisle himaye ettiler…
 
Demokratik hak ve ifade hürriyetinin böylesine çarpıtıldığı ikinci bir devlet yoktur.
 
Bu İsveç’te Türkiye aleyhine gösterileri olagelmektedir. Son olarak bölücü örgüt, Türkiye Cumhurbaşkanının maketini yapıp suç işledi.Kur’ân-ı kerîm yakma hadisesi, terör gösterisinden sonra ve İsveç’in Türkiye’ye muhtaç olduğu bir zamana denk geldi. 24 Şubat 2022’de Rusya, Ukrayna’yı işgal edince Finlandiya gibi İsveç de NATO’ya girmek istedi. NATO’ya girebilmek teşkilatın kuruluş kanunu gereği mevcut üye devletlerin tamamının muvafakatiyle mümkündür. Bu noktada Türkiye ve İsveç yüz yüze geldiler. İsveç’ten her çeşidiyle teröristlere, bölücülere ev sahipliği yapmayacağına dair teminat ve istediğimiz suçluların iade edilmesini şart koştuk. İsveç Hükûmeti, ağırdan alıyordu. Bu arada genel seçimler oldu ve Hükûmet değişti. Yeni Başbakan Stefan Löfven, hiç vakit kaybetmeden kalkıp Ankara’ya geldi. Görüşmeler yapıldı. Her şey yolunda görünüyordu.
 
Bu ümit verici gelişme üzerine Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın iştirakiyle Madrit’te bir toplantı yapıldı. Toplantı sonrasında bir mutabakat imzalandı. 3’lü mutabakat, bugün-yarın hayata geçecek diye beklenirken evvela bölücü örgüt, maketli eylemi yaptı.
 
Bu olay, ziyaret ve mutabakata ilk darbe oldu.
 
İkinci ve daha büyük darbe ise Mushaf yakma oldu:
 
Bahsettiğimiz parti başkanının Kur’ân-ı kerimi yakması, Türkiye başta olmak üzere dünya Müslümanlarını ayağa kaldırdı. Yurdumuz ve öteki İslam yurtlarında protestolar oldu… Bölücüler, Sn. Erdoğan’ın maketini yapıp ilkellikler sergileyince TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ziyaretine gelecek olan İsveç Meclis Başkanına verdiği randevuyu iptal etti. Mukaddes kitabımız saldırıya uğrayınca da Millî Savunma Bakanımız Hulûsi Akar, İsveç Savunma Bakanına verdiği tarihin üstünü çizdi…
 
Bunlar çok yerinde tasarruflardır.
 
Müslümanların hukuk çerçevesinde yazılı ve sözlü protestoları da yerindedir. Demokratik hak ve ifade hürriyeti budur!.. Diyanet İşleri Başkanlığımız, Kur’ân-ı kerimi yakarak ona hakaret eden ve böylece nefret suçu işleyen ve onu himaye edenler için dava açma kararı almıştır. Aynı şekilde Adalet Bakanlığımız da Türk vatandaşı adına, fail ve onun hamisi İsveç Devleti aleyhine dava açmalıdır.
 
Dünyadaki Müslüman sayısı iki milyara yakındır.
 
Kur’ân-ı kerim, bu devâsâ ümmetin dînî kitabıdır.
 
İşlenen fiille iki milyar Müslümana, geçmiş ve gelecek bütün Müslümanlara, Allaha ve Sevgili Peygamberimize -aleyhisselam- galiz şekilde hakaret edilmiştir.
 
İsveç, "demokratik hakkını kullanıyor!" diye önce mevzubahis cinneti himaye etti. Başbakan Löfven ise önce "ifade hürriyeti" dedi. Tepkileri görünce de lütfen "saygısızlık" diyebildi.
 
Bu bir vahşettir.
 
Haçlı taassup ve cinnetidir.
 
Nefret suçudur.
 
Asla ve asla demokratik hak ve ifade hürriyeti olamaz. İsveç’te hukuk ve terbiyenin zerresi varsa hem özür diler ve hem de alenen suç işlemiş bu kişi hakkında adli makamlar harekete geçerler.
 
İsveç Hükûmeti, gelişmeleri okuyamıyorsa şu veya bu sebeple bu devlet, batmaya mahkûm demektir: Rasmus Paludan, o aşağılık hareketiyle sadece iki milyar Müslümanı rahatsız etmiş değildir. İsveç’in geleceğini de tehlikeye atmıştır.
 
Rus ajanı olma ihtimali yüksektir.
 
Bir ajan daha başka ne yapar?
 
İsveç, Türkiye’den tam da izin alacakken yaktığı ateşle iki ülke arasındaki köprüleri berhava etti. Stockholm, yıkılan bu köprüyü zor tamir eder. Şartlar aleyhine öncekinden çok fazla ağırlaşmıştır…Ayı’nın balığı yemesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır.
 
Bunun müsebbibi, Kur’ân yakan insanlık fukarasıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.