HAÇLI İTTİFAKI

A -
A +
"Papalık devreye ne zaman girecek?" diye merak ediliyor olmalı. Hâdise, bir-iki devletin Türkiye, Türkler ve İslâmiyet aleyhtarlığıyla kalmadı.
Her gün yeni bir veya daha fazla irili-ufaklı Avrupa devleti, Türk siyasetçiler ülkelerine gelmesinler diye yasaklama kararı almakta!..
Türkiye siyasetçileri, Avrupa devletlerindeki seçmenlerine gidip onlarla konuşarak Anayasa değişikliğini anlatıp buna göre oy vermelerini istemekteler.
Mes'ele bu kadar basitken Almanya'nın başı çekmesiyle, Avusturya, Hollanda, İsveç, Danimarka... ve bugün için bir, fakat yarın birden fazla olacağa benzer tabela devletleri kargaşa ve huzursuzluk çıkartmaktalar.
Her Avrupa memleketinde Türk seçmeni mevcuttur. Bu seçmenler, yaşadıkları toprağa alın teri, göz nuru döktüler, ömürlerini verdiler. İnsaf, ahlâk ve vicdan üstelik de çoğu artık çifte vatandaş olmuş bu insanlara eşit muamele yapılmasını emreder. Hatta "Avrupa değerleri" denilen değerler de bunu amirdir. Buna rağmen ülkedeki yabancı, Müslümansa, üstüne üstlük hem Türk ve hem de Müslümansa Alman, Avusturya, Fransız... vatandaşı olması bile onu öteki  olmaktan kurtarmaz.
Müttefiklikler, ortaklıklar... hepsi asılsız.
AB'nin gerçek yüzü göründü.
Atlar ve itlerle maske düştü...
İnsan hakları, eşitlik, kişi hürriyeti, haber alma hürriyeti, bilgi edinme hakkı, can ve mal dokunulmazlığı, demokrasi gibi bütün söylemlerinin çifte standarttan başka bir şey olmadığı en kesin şekilde gözler önüne serilmiş vaziyette. "Avrupa değerleri" diye pazarladıkları değerler, ancak boynunda haç olanlar içindir.  
Almanya'nın, Avusturya'nın, Hollanda'nın ve diğerlerinin ağa'ları Türkiye'den rahatsızlar. Onlar, köylü Türkleri alırken bir süre sonra Hıristiyan olacaklarını sanmışlardı. Ama köylü Türkler, "Avrupalı Türkler" oldular. Camiler yükselttiler, Kur'an kursları açtılar, Türk bayrağı dalgalandırdılar, İslamiyeti yaydılar, dünün o sokak temizleyen işçileri, işveren oldular, parlamentolara girdiler. 1683'teki Viyana Muhasarası'nda geri çevirdikleri Osmanlı Türklerinin torunları, bu defa Avrupa’yı içten kuşatmıştı.
İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı bunların iliklerine işlemiş. Yarın Papalığın da "gelmeyin" kararı alması mümkündür. Bugün yeniden bir Haçlı İttifakı içindeler. Ortak hedefleri dinî, millî ve yerli olan her değerimizdir.
Şu var ki bu defa Mustafa Reşit Paşa, Mithat Paşa, Ali Suavi, Tevfik Fikret, Talat Paşa, Cemal Paşa, Mahmut Esat, Mustafa Necati, Hasan Ali... zihniyet torunları da onlarla beraber. Haçlı Avrupa, Türkiye topraklarında hem iç hainler yetiştirdi ve hem de terör örgütleri. Kendileri dışarıdan, hainler içeriden saldırmaktalar.
Bu saldırılara alışkınız.
Onlar da yenilmeye alışkın.
Ne var ki yenilen yenilmeye doymazmış.
Bugün artık Lozan'da kuşa çevirdiğiniz yarı sömürge devlet yok. Bugün dişe diş mücadele var. Anlayana anladığı dille cevap verilecektir.
Fransa, hiç arlanmadan sokakta başörtüsüyle dolaşmayı yasaklamakta, Almanya çifte vatandaşlığı bitirme peşinde, onların şımarığı İsrail, ezanı susturma gayretinde ve bütün Avrupa, Türk siyasetçilere karşı Utanç Duvarları örmekte. Bugün Rotterdam'da yaptıkları vahşeti, dün Kudüs’te, Anadolu'da ve 1453'ten bir asır evvel de İstanbul'da yaptılar.
Gerçek olanca soğukkanlılığıyla görülmeli:
İşgalci Haçlı Seferi karşısındayız.
15 Temmuz 2016 ilk hamleydi.
11 Mart 2017 İkinci hamledir.
Kalkınan Türkiye, Büyük Türkiye, Cihan Devleti Türkiye yürüyüşü hazmedilemiyor?
Öyleyse Geri Kabul Andlaşması, Almanya'nın İncirlik'ten yararlanması gibi andlaşmalar bitmeli, AB hikâyesi de ya bitmeli veya bitmelidir.
Hukuki, diplomatik, iktisadi ve siyasi her müeyyide... yolumuza taş koyan her Haçlı devletine karşı uygulanmalıdır. Mukabele-i bi'lmisil, anamızın ak sütü gibi helaldir.
İç hainler de mahkeme önünde hesap vermelidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.