Hakan Fidan

A -
A +

Hakan Fidan, hâlis bir vatan evlâdıdır. Rüzgârımızın estiği iklimlerde TİKA'yla birçok kalıcı hizmete imza attıktan sonra MİT müsteşarlığına getirildi... Askerlikte muhabere bölüklerinin kapısında şu cümle yazar: "Muhaberesiz muharebe olmaz!" Ne yazık ki uğradığımız dehşet verici kültürel kayıpta bu üç kelimelik Türkçe sözü dahi tercüme etmek gibi acı bir mecburiyetle karşı karşıyayız. Cümlenin anlamı şöyle:

-Haberleşme olmadan, savaş olmaz!
İstihbarat teşkilatı, bir devlet için ordusu denli ehemmiyetlidir. Sn. Hakan Fidan'ın işbaşına gelmesiyle MİT büyük oynamaya başladı. "2023 ve 2071!" diyen Türkiye'nin bölge liderliğine yükselme yürüyüşü bunu emrediyordu. MİT'in cevvaliyetiyle içeriye sızmış yabancı ajanları tesbit ve ayıklaması, meşhur istihbarat birimlerini rahatsız etti. Alışmadıkları bir üslupla karşı karşıya idiler. Önce yoklama yaptılar. Fakat baktılar ki satın alınamayan, güdülemeyen ve sindirilemeyen sağlam bir seciye var. Bunun üzerine yalan-dolanlarla yüklendiler. Şu var ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, müsteşarını kurda-kuşa yedirtecek irade maluliyetine uğramış biri değildi.  Sn. Erdoğan, tavizsiz bir şekilde sahip çıktı. Başbakanın sahip çıkmasıyla o günkü taarruzlar püskürtüldü, oyun bozuldu.
Ama vazgeçmediler...
Çünkü, Hakan Fidan sevk ve idaresindeki MİT içerde ve dışarda iyi çalışıyordu. Nerede, hangi merkezde ne olduğuna dair bilgiler, Ankara'ya akmaktaydı. Hangi şer odağından kimin hudutlarımızdan girdiği yakalanıyordu. MİT'in elde ettiği sağlam muhabere ile Hükümet, muharebe etmekteydi.
Böylece birçok tezgâhlar çökertildi.
Böylece birçok suikastler önlendi.
Millilik vasfı artık MİT'te gerçek anlamda hayat bulmuştur. Bu gözde teşkilatın güçlenmesi, kuruluş gayesine uygun şekle dönüşmesiyle devlet, yabancı istihbaratlara muhtaçlıktan kurtuldu. Bu ve benzer Türkiye yararına faaliyetler sebebiyle bugün milletlerarası hain bir komplo ile karşı karşıyayız. MİT müsteşarı, Dışişleri Bakanı ve Başbakanı hedefe oturttular. Sırasıyla yıpratarak devirip Büyük Türkiye ve Cihan Devleti Türkiye yürüyüşümüzü akamete uğratmak istemekteler. Bu sebeple bir İsrail gazetesi, "MİT müsteşarı bir sabah arabasında ölü bulunmalı" diye yazacak kadar çılgınlaşabilmekte. O, bu çılgınlığı Yahudi şovenizmi adına, silah veya uyuşturucu baronları adına yapabilir. İki Amerikalı yazarın yaptığı gibi iftiralar da yapılabilir. Fakat içeride bazıları, ne ve kim adına o gazeteye daha doğrusu paçavraya destek verme şaşkınlığına düşer, o iki Amerikan gazetesine omuz verirler? Bu inanılmaz taassupla önünü göremeyenler, yarın tarihe hesap veremeyeceklerdir.
Herkes kendinden, yaptığından, yazdığından ve konuştuğundan mes'ul. Herkes, yarına belge bırakmakta. Biz, mürekkebimizin son damlasına kadar Hakan Fidan'ın yanındayız.
Unutulmasın ki 30 yıldan bu tarafa  ilk defa yakalanan iç barışta Hakan Fidan'ın payı büyüktür...
Değerlerimize hizmet edenlerin değeri bilinmeli.
Ucuz muhalefet, yarın acınacak vaziyetlere düşürür.
Hakan Fidan, gözü pek bir arslan parçasıdır.
Emdiği helal sütün hakkını vermekte.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.