Hey'eti nasiha

A -
A +
İçinde bulunduğumuz İslâmî ikinci bin yılın yenileyicisi İmamı Rabbani Ahmed Farukî Serhendî Hazretleri, "kalb kırmak, Kâbe-i şerîfî kazma kürekle yetmiş kere yıkmaktan beter günahtır!" buyurmaktalar.
Çünkü insan, eşrefi mahlûkattır, hem kendisi, hem kalbi kıymetli. Bizzat yüce Allah, yüce Peygamber, insanı, mü'mini övmekte, mü'minin kalbinin değerine işaret etmekte. Allah dostlarının yaptığı da insana, sevenlerine kalb eğitimi vermektir.
Sabır, vefa, hüsnü zan, tevekkül, iyi huy, tatlı dil...gibi güzel ahlâkla alâkalı olarak yazılmış İslâmî kaynaklar, bir araya getirilse kütüphaneler almaz. Aynı şekilde fitne çıkartmamak, kalb kırmamak, bozgunculuk yapmamak, laf taşımamak, sui zan etmemek... gibi kötü huylarla alâkalı yazılmış olan İslâmî kaynaklar bir araya getirilse yine kütüphanler almaz.
Ayetler, Hadîsler, kelâmı kibarlar, kıssalar, menkıbeler, ata sözleri, darbı meseller hatta masallar hep insana rehberlik yapmakta...
O hayatımızdan uzaklaşınca derûnî Müslümanlığın yerini sathî Müslümanlık aldı. Hani ne demişler? "Boğaz, dokuz boğum; dokuz düşün bir söyle". Ne demişler? "Kızdığın zaman, karşındakine ağzına geleni sayma, bir gün dost olabilirsin". Dostlar arasındaki ihtilaflar için "kol kırılır yen içinde kalır" demişler. Hadîsi şerifte "fitne uykudadır, uyandırana lânet olsun!" buyurulmakta.
Ölçü mâlûm:
Bir Müslümanın bir söz veya işinden 99 mânâ küfre/dinden çıkmaya delalet edip bir mânâ îmânına delalet etmekteyse hüküm o bire göre verilir. Bunları her vatandaş bilmeyebilir. Fakat alnı secdeye gelenler bilirler. Ne var ki bilmek tek başına yetmez, yaşamak lazım. O yaşamaya "ilmiyle âmil olmak" denir. Bu da yetmez. Yaşadığını münhasıran Allah rızası için yaşamak lazım.
Bir dînî grupla iktidar arasında eğitim alanında ictihat farkı zuhur etti.
Haklılık haksızlık ayrı mesele.
Kötü olan taraftarların üslubu.
Aynı kıbleye yönelen insanlara holigan tavrı yakışır mı? Silip atılan diğer tarafa öyle şeyler yazılıp-söyleniyor ki hayret etmemek mümkün değil. Halbuki atalar "bir sürçmekle atın boynu vurulmaz" demişler. Bir taraf Başbakan sn Erdoğan'a ağır ve galiz sözler sarf etmekte, diğer taraf cemaate.
İtidale ne oldu, kardeşlik, dostluk nereye gitti?
Hani eski dostlar düşman olmazdı?
Bu yol, yol değil. Tövbe vaktidir. Herkesin şuurunu toplayıp kendine gelmesi lazım. Kuvvetli gerekçeler ortaya koyan Hükümetin tasarrufu doğru ise ne âlâ; değilse yanlış hesap Bağdat'tan döner. Hislerin esaretiyle değil aklı selimle hareket edilmeli: Ağzını abdest suyuyla yıkayan, gönlünü sûrelerle temizleyen bir mü'min, söverek kendi kalbini karartmaya, kardeşinin kalbini kırmaya nasıl kıyar?
 Ders:
Buradan çıkan sonuç şu ki bir istişare ve nasihat hey'eti noksanlığımız var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.