Kim yaptı, kime yaradı?

İstanbul'daki vahşeti kimin yaptığı mevzuunda aydınlar ikiye ayrıldı. Bir kısmı için fail belli, el Kaide, diğerleri içinse yabancı istihbarat birimleri. Olayın tıpkı 11 Eylül gibi böylesine girift gerçekleşmesi kafaları karıştırmıştır. Karışıklığa tezgâhlanan dezenformasyon/ haber tahrifatı yol açtı. Bu tahrifatla birlikte fail ve mağdurlar konusunda şaşkınlığa düşüldü. Çarpıtma iç içe. Fail saklandı, mağdur saklandı. Fail asla el Kaide terör örgütü değil. Üsame bin Ladin, Saddam Hüseyin'i de şahit göstererek bir basın toplantısıyla eylemi üstlense yine inanmayınız. Bütün propagandalara rağmen el Kaide bu denli ciddi tedbirlerle korunan sokaklarda, İstanbul'un en kalabalık muhitlerinde bu terörü sahneleyemezdi. Üstelik ramazan. O dahi İslam aleminde kendisine duyulan antipatinin artan bir yoğunluk ve genişlikle nefrete dönüşmesini istemez. Üsame bin Ladin ve Saddam Hüseyin işte böylesi zamanlar için el altında tutulmaktadır. Mağdura gelince; mağdur, Türkiye. Yahudi cemaati figüran olarak kullanılmıştır. Şüpheniz olmasın İsrail'in menfaati için Yahudi cemaati figüran olarak kullanıldı. İki güçlü servis, Türkiye'yi mağdur konuma sokarak İsrail'in yanına itmeyi hedef aldı. Zuhur eden manzara şudur. Bir mağdur ve onun şemsiyesi altına sığınmaya çalışan bir açıkgöz. İsrail, Şaron terörü yüzünden son zamanlarda her alanda giderek kan kaybediyordu. Onu mazur göstermek için Türkiye benzer bir manzaraya itildi ve Ankara'yla Tel Aviv yakınlaşması hedef alındı. Bu bir, diğer bir husus daha var. ABD de Irak'ta sürekli prestij kaybetmekte. Son terörle dünyanın gözü Irak'tan İstanbul'a kaymıştır. Hükümetin zokaya dikkat etmesi gerekir. Tayyip Erdoğan'ın "Kasımpaşalı" tarafı böyle zamanlarda işe yarayabilir. Kim yaptı? Kimin yaptığını yukarıda resmettik. İlk günden beri "yabancı istihbarat" diyoruz. Kendi istihbarat birimlerimizin neden gafil avlandığı ise ayrıca ve mutlaka sorgulanmalı. Kime yaradı? Sualine gelince. Açık değil mi? Fail, failler ortada. Belki zaman içinde bir iki taşeron da çıkabilir. Mağdur ise doğrudan ve bizzat bir cemaat mensubu komşularımız, vatandaşlarımız değil, Türkiye. Türkiye kalkındıkça, geri kalmışlık zincirini kırmaya başladıkça, bölgede ve dünyada söz sahibi oldukça bu tip terör eylemleri daha da artacaktır. Onun için, hükümeti, muhalefeti, askeri, sendikası, sivil toplum kuruluşlarıyla el ele olmalıyız. Bütün bu küresel tuzaklardan birlik içinde çıkabiliriz. Çok basit ifadeyle, enflasyon düştükçe terör artabilir. Stratejik ortaklarımız sağolsun.