Atasözü "ahmak dostun olacağına akıllı düşmanın olsun!" der. Her insanın bir kusurlu tarafı olabilir. Liderlerin kusuru adam tanımalarında. Eğer Roma imparatoru Jül Sezar'ın, böyle bir zaafı olmasaydı Brütüs'ü ihanet ânında değil çok daha evvelden sezerdi. Hallacı Mansur, idam sehpasındayken gül bile olsa kendine bir şey fırlatanın gerçek seciyesini önceden bilseydi belki de inlemezdi. Çağ açıp kapayan bir deha, Fatih, boynunu vurdurmak mecburiyetinde kaldığı Çandarlı'yı veziri âzâmlığa getirmezdi. Sultan Aziz, bilahare biri kendisini tutup diğeri iki bileğini kesecek olan bahçıvan kılıklı suikastçıları yakınlarına komazdı. Atatürk, İnönü'ye inanmasaydı son döneminde araları bozulmaz, küs ayrılmazlardı. Menderes, soyadını bile ona verdiği Etem Menderes'e Yassıada mahkemesinde şaşmazdı. Turgut Özal başbakanlığa getirdiği Mesut Yılmaz'ı üç büyük hatasından biri kabul etmezdi. Bülent Ecevit'in muamma hastalığıyla evlattan farksız saydığı Hüsamettin Özkan arasında bir illiyet rabıtası olup olmadığını ancak tarih ortaya çıkartacaktır. Turhan Çömez, partiyi kurarken Tayyip Erdoğan'ın özel kalem müdürü, Abdüllatif Şener, çok yakın arkadaşıydı... Bunlar bir çırpıda aklımıza gelenler. Bir araştırılsa herhalde kitaplar dolusu liste çıkar. Bahsettiğimiz ilişkiler üstelik, devlet, hükümet ve siyasetle de sınırlı değil. Şirketlerde, hususi hayatlarda, dostluklarda da örnekleri çok. Bu zaaf veya kusur, lider olma vasfına engel mi? değil. Nihayetinde lider de bir insan. Birilerine inanmak zorunda. Üstelik inanıp birlikte yola çıktığı, inanıp yakınına aldığı, çok kere sıfırdan zirveye taşıdığı o kimseler, bazen ilk günden sinsi hesaplar içinde bazen de sonradan fikir değiştiriyor. Böyleleri için lider, bir menfaat aracıdır. Yükselmek için kullanılır. En doğrusu, lider, şöyle düşünmeli. "Kötü günümde veya sıradan biri iken yanımda kim, kimler vardı?" İkbal vaktinde kendine kul-kurban olanları değil hesaba katılmadığı günleri düşünmeli. O zaman önünde el pençe divan duranların ne kadar mürai olduklarını görecektir. Çünkü başına bir hâl gelirse yine etrafında o eski bir avuç dost kalacaktır. Liderin bir beşer olmak hasebiyle hatası, eksiği gediği çok olabilir. Fakat liderlik bu kriteri ihmale müsaade etmez. Bunu gözden kaçıran treni çoktan kaçırdığını ne yazık ki geç anlamış olur. Lider, samimi dostlarla keneleri ayırt etmeli. Keneler, bazen milletvekilidir, bazen belediye başkanıdır, bazen karar organı üyesidir, bazen teşkilat mensubudur, bazen danışmandır, bazen şirket müdürüdür vs. vs. vs... Lider, kendine kene olanların ciğerini okumalı. Onları bilmeli, tanımalı ve acımamalı. Acıyan acınacak hâle düşer.