Mavi özür

A -
A +


Cüneyd Er'in dediği gibi: "Şimdi Washington'da olmak vardı..." Türkiye'ye dair yankılar, orada bir farklı duyulmakta. Amerika'da dünyanın muhtelif yerlerinden gelmiş milyonlarca Müslüman var. Her yıl 33 bin kişinin seçmesiyle Müslümanlık ABD'de en hızlı yayılan dindir. Türkler gibi onlar da pürdikkat Türkiye'ye bakmaktalar. Kazandığımız her başarı, onları heyecanlandırmakta. "One minute" bir efsane olmuştu. O tarihî çıkışla birlikte Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, onların da lideriydi. İsrail'in özür dilemesiyle bu liderlik pekişmiş oldu. İsrail'in özrü, yurdumuzda memnuniyet meydana getirdi. Fakat buradan hissedilmese de gerek İslam dünyası ve gerekse o dünyanın yurt dışındaki parçalarında hadise bir büyük zaferdir.
Mavi Marmara katliamı üç yıl önce oldu. Sayın Erdoğan, bu zaman zarfında tavrını hiç değiştirmedi. Hep dik durdu, kararlı hareket etti ve tavizsiz davrandı. Sonunda Barack Obama'nın İsrail ziyaretinde İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, telefon açıp her şartımızı kabul ederek Başbakanımızın şahsında Türkiye'den özür dilemek mecburiyetinde kaldı.
Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'i "One minute" diye payladığı akşam, birtakım emekli sefirlerin TV'lerdeki yorumları bugün de hafızalardadır. "Bittik, mahvolduk, bundan böyle bizi silerler" diyorlardı. Bu şaşkın sözler, samimi görüşleriydi. Onlara göre, İsrail'le ters düşen iflah olmazdı. Türkiye Başbakanı, Davos'ta bir fetih ruhuyla şahsiyetli bir duruş gösterirken burada TV yorumcularının korkudan ödleri kopmuştu. Madem sırası geldi o halde tarihe kayıt düşme adına o gece bizim ne dediğimizi de hatırlamalı. Antalya'da oteldeydik. Saat 24.00 gibi TGRT HABER'den bize bağlandılar. Uzun konuşmada şöyle dedik: "Şu ândan itibaren Recep Tayyip Erdoğan, bütün İslam âleminde Sultan II. Abdülhamid Han'dan sonra en çok sevilen liderdir..." Bunun böyle olduğunu uzun yurt dışı hayatımızda bizzat yaşadık. Bu özürden sonraysa İslam âlemi için Recep Tayyip Erdoğan, artık bizzat ve bilfiil Sultan Abdülhamid Han'ın vazifesini eda etmektedir. Şuna emin olabilirsiniz. Şimdi Türkiye Başbakanı her Müslüman memlekette her dediğini yaptırabilir.
Özür dilenmesinde ABD Başkanı Barack H. Obama'nın payı nedir? O'nun ziyaretiyle hem İsrail başbakanı kendisi için bir sığınılacak sebep bulmuş oldu ve hem de Obama, stratejik müttefik saydığı iki devletin arasını buldu. Obama, bir Edoğan dostudur. Son seçimlerde AK Parti'nin seçim taktiğini uyguladığını yerinde gördük. O günlerde Cüneyd Er, bir düşünce kurumundaki bir sahneyi şöyle nakletmişti: "Bir soru üzerine Amerikalı bir parlamenter, Başkan, kabinesindekilerden ziyade Başbakan Erdoğan'la görüşüyor."
Suriye aslında bahanedir. Şimon Perez'in dediği gibi İsrail'in Türkiye ile iyi geçinmesi için en az bin sebep mevcut. Bu Özür'le aynı zamanda Gazze, zulümden kurtulacak ve fakat Erdoğan'ın ziyaretiyle İsrail'e lüzumsuz yere roket atılması da önlenecektir. Sözümüzü tekrarlayalım, Osmanlı Barışı geri dönüyor. Dünyanın o barışa ihtiyacı var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.