MÜSTEBİT, KIZIL SULTAN, DİKTATÖR VS!

A -
A +

Almanya'nın "Bild-Zeitung" adlı yarım boylu, fakat tam satışlı gazetesi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine "diktatör" diye başlık attı. Bu hakaret, Türkiye'de öfkelere yol açtı.
Başta Almanya olmak üzere Avrupa medyasının Cumhurbaşkanımız için bu ve buna benzer manşetleriyle haber ve yorumları yeni değil. Der Spiegel adlı Alman dergisi de Gezi İsyanı sırasında Türkçe olarak "Boyun Eğme!" başlığıyla haber yapmıştı. Almanca bir derginin, üstlendikleri tabirle "çapulculara" Türkçe cesaret verme taktiğinin altında çok hesaplar olsa gerek!..
27/28 Mayıs 2013'te ateşlenen Gezi Parkı İsyanı, 17/25 Aralık 2013 Yargı-Polis darbe teşebbüsü, 15 Temmuz 2016  FETÖ Terör Örgütü'nün "Yurtta Sulh" maskesi ile kalkıştığı darbe girişimi, Haçlı dünyasıyla buradaki işbirlikçilerine umdukları zaferi kazandıramayıp da hüsrana uğrayınca bu defa da "diktatör!" kelimesine sarıldılar.
Haçlı zihniyeti takipçileri, daha evvel Sultan Abdülhamid, bugün de Tayyip  Erdoğan için  karalayıcı karikatürler yayınlamışlardı. Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- aleyhine de şu küçük devletcik Danimarka'da aşağılık karikatürler basılmıştı. 
Bu kirli niyetin kindarı olanlar, önce Türklerden korktular. Öyle-böyle değil, asırlar boyu şiddetle korktular. "Anne Türkler geliyor!" Bu korkunun en net isbatıdır.
Önce korktular; sonra ellerine fırsat geçip de Osmanlıyı zayıflatınca O'nu ruhen hırpalamak için "hasta adam" dediler.  Avrupa'nın son iki asırdan bu yana vazgeçmediği emeli, Türkiye'nin hep hasta adam kalması, zillete düşmüş olarak Batı'ya el açması, ondan talimat beklemesi, onun çizdiği yoldan dışarı çıkmamasıdır. Zira Türkiye, Türkiye ve Türklerden ibaret değildir. Türkiye ve Türkler demek, Ümmet ve Ümmet Coğrafyası demektir. Kudretli Osmanlı Türkiyesi, İslâmiyetin de Müslümanlığın da Müslümanların da Ümmet Coğrafyasının da geçit vermez kalesiydi.
Avrupa'nın, Hristiyan dünyanın Haçlı kinini taşıyanların yanında Türk'ün şanlı asırları hiç bir zaman silinmedi. Bundan dolayı Türkiye'yi tekrar tarihteki lider konumuna yükseltecek, hangi Padişah, Başvekil veya Cumhurbaşkanı olduysa Haçlı ruhu  taşıyanlar, Tapınak Şövalyeleri, Siyonistler ve cümle şer odakları, bize karşı silah, kalem, medya, iktisadi vasıtalarla saldırdılar ve saldırmaktalar. Bu öfke sesleri, sadece aleni işitilenlerden ibaret değildir. Psikolojik, biyolojik, petrol, hatta ilaç bile silah olarak kullanıldı. Tâ II. Mahmud'dan bu yana nesillerimizi çaldılar. Dışarıya tahsile giden talebenin çoğu devlet reisi dâhil kendi değerlerinin düşmanı ve yabancılaşmış olarak döndü. İdeolojilerle insan çaldılar. Buna örgüte kapılmış Kürt gençler misaldir. İslâmî inanç saptırmalarıyla nesiller çaldılar. Buna misal, FETÖ örgütünün beyinlerini yıkayıp mankurtlaştırdığı gençlerdir. Hatta Avrupa'da politika yapan bazı Türk vatandaşlarını da çaldılar. Alman parlamentosunun, Türkiye aleyhine kabul ettiği sözde "Ermeni Soykırımını tanıma kararı" o sözde Türklerden birkaçının öncülük etmesiyle çıktı. Ne var ki "Ermeni tehciri"nin altındaki imzaların İttihad Terakki zamanındaki Alman subaylarına ait olduğu bir türlü yaygınlık kazanamıyor.
Sevr'den 15 Temmuz'a kadar yapılan her bölme ve cunta darbesiyle darbe teşebbüsünün ana fikri, hedefi Türkiye'yi "hasta adam"lığa mecbur etmek, yataktan kaldırmamaktır.
Bild, sn Cumhurbaşkanına "diktatör!" demiş.
Dün de Sultan Abdülhamid için eş anlamlı bir kelimeyle "müstebit" diyorlardı. Kont Vandal adlı bir Fransız tarihçi, soyadına yaraşır bir iftirayla aynı Sultan için "Kızıl Sultan" dedi. Hem "müstebit" yalanı ve hem de "Kızıl Sultan" iftirası çeyrek asır evveline kadar bizde de bazı politika esnafı ve yabancılaşmış çeyrek aydınlar tarafından kullanıldı. O gün dış ve iç şer odak ve ocakları iç içe çalışıyor, sefaretler, şer yuvası olarak faaliyet gösteriyordu. Bugün de ittifak içindeler. Türkiye'nin güya "hasta adam" olmaktan çıkması üzerine bütün Haçlı dünyası, bize silah doğrultmuş terör örgütlerinin arkasında yer aldı. Bugün PKK, FETÖ ve daha hangi musibet örgüt varsa onlarla ehli salip iş birliği içindeler.
Bu tarihî seyir ve olan-bitene nazaran AB de bir oyalamadan başka bir şey değildir.
Eski Demir Perde peyklerini  6 ayda kabul edip, Türkiye'yi 60 sene bekletmenin mazur görülür zerrece bir tarafı olamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.