"Son kahramanlar"

A -
A +

Dün içimizden sayın Cumhurbaşkanına karşı kırgın duygular taşıyorduk. Devrin başbakanı Bülent Ecevit'le kavgalaşmış Türkiye krize girmişti. Kriz sonucu döviz başını alıp gitti, ekonomi çöktü, millet inim inim inledi. Şimdi de durduk yerde bir resepsiyon krizine yol açtı. Kim, hangi danışman, hangi aklı evvel yol göstermişse göstermiş ve TBMM üyeleriyle yüksek yargı mensupları arasında ayırımlar yapılarak bir kısmına tek kişilik, bir kısmına çift kişilik davetiye yollanmıştı. Hemen münakaşalar başladı. Esen yelden nem kapan piyasalar bu tatsız durumdan derhal müteessir olmuştu. Böylece döviz fırlamaya başladı. Ekonominin başındaki Ali Babacan dahi dövizin neden yükseldiğini anlamadığını samimiyetle dile getiriyordu. Gayet mazbut şekilde giden dövize resepsiyon krizi benzin etkisi yapmıştı. Halbuki, yabancılar "elinizdeki zenginliğin kıymetini bilin" diyorlar. Blucinliyle çarşaflının kol kola vitrin dolaştığını başka bir ülkede göremezsiniz. Bu barışın adıdır. Amerika'da daha düne kadar zenciler, beyazlarla aynı otobüse binemezdi. Selçukluyla beraber 1000 yıllık bir imparatorluğun vârisiyiz. Renk renk, ırk ırk, insanlar, onlarca alt kültür, onlarca inanış, yüzlerce yemek, örf adet, giyim-kuşam. Türk milleti bunların tamamıdan oluşmakta. 80. Yılını kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti bir zambak gibi yerden bitmedi. İşte ispatı: Hürriyet gazetesi, iyi bir vefa örneği göstermiş. Kurtuluş Savaşından hayatta kalan 7 kahramanı bulup onları gazeteyle verilen ilavede tam sayfa kapak yapmış. En genci 105, en yaşlısı 110 yaşındaki bu çınar adamların hayatları 3 asra yayılmış. Gazete onları "Son Kahramanlar" manşetiyle duyurduktan sonra şu takdim yazısını kaleme almış "fotoğraftan size bakan bu yaşlı insanlar, gencecik birer delikanlıyken kurtuluşumuz için geçit vermez karlı dağlarda, meydanlarda vadilerde durmaksızın savaştılar. Cumhuriyeti ve bugünkü hayatımızı bu kahramanlara borçluyuz." Hürriyet'in cumhuriyetle hayatımızı borçlu olduğumuzu dile getirdiği bizim dedelerimiz. Hepsi sakallı, bazısı kalpaklı, bazsı bereli bazısı baş açık. Tıpkı ilk meclis gibi. Bu fotoğrafı görünce ister istemez aklımıza şu geldi. Bu kahramanlar akıl edilip davet edilselerdi -ki şarttı- acaba onlar da eşi örtülü ve açık diye tasnif edilecek miydi? Çünkü 7 Kahramanın içinde eşi hayatta olan vardır ve onlar da ak örüleriyle ak sakallı kocaları kadar mübarektir. Türkiye'yi olduğu gibi kabul edip olduğu gibi sevelim. Sun'i dil, sun'i sosyal hayat, sun'i krizlerle gerileriz. Halbuki bizi 2023 bekliyor. 2023'te dünyanın yıldızı olmalıyız. O zafere iç barışla gidilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.