Suriye utancı

A -
A +
"Suriye'de 9 çocuk, soğuktan donarak öldü!" Bu dehşet verici haber, her duyan için kan dondurucu olmalıydı. Ne var ki "elektrik tellerinde 9 kuş donup düştü" haberi kadar ses getirdi.
Bahar gelecek, demokrasi gelecek, diktatörlük gidecek... denen Suriye'ye, öldüren kış geldi, zulüm geldi, diktatörlük iyice yerleşti.  
Türkiye'nin Suriye ile arası gayet iyiydi:
Vizeler kalkmış, sınırlar aşılmış, ortak Bakanlar Kurulu toplantıları yapılır olmuştu. Arap Baharı, o günlerde ortaya çıktı. Olaylar, Suriye'ye çok uzaktı. Ama; ajanlar boş durmadılar. Yarım asra yakın bir zamandır azınlık Nusayrilerin Baas zulmü altında birçok haklarından mahrum çoğunluk, yitirdiği hukukunu elde edebilmek için meydanlara döküldü. Ancak; dikta rejimi, demokratik gösterilere tahammül etmezdi. Beşar Esed, hiç beklenmedik şekilde sertlik gösterdi, ölümler başladı.
İşte o noktada Ankara, zulme yönelen Esed'i uyardı.
Bu iyi niyetli dostâne ikazlar, müdahale olarak telakki edildi..
Aynı zamanda Washington-Baas rejimi gerginliği de başlamıştı.
Bu arada Suriye'de muhalifler teşkilatlanmaya koyuldu.
İnsafsız zalime hep birlikte ömürler biçtik. Görünen oydu ki zulümde, dikta ve kan dökmede babasını arkada bırakan genç diktatör, kısa sürede devrilecekti.
Öyle olmadı...
Bugün gelinen noktada Beşar Esed, yerini sağlamlaştırmış vaziyette. Suriye yıkıntı içinde, muhalifler tarif edilemeyecek değişik kimliklerde, çocuklar donarak ölmekte, milyonlar yerinden-yurdundan uzakta. Diğer taraftan kar kalktığında salgın hastalıklar da çıkabilir.
Bu vahim neticenin sebep olanı, evvela BM Güvenlik Konseyidir. Sonra da Rusya, İran ve Çin... Nihayet geçtiğimiz hafta ABD muhaliflere yaptığı yardımı da kesti. Beşar Esed'in bir sonraki seçimlere giremeyeceği söylenirken son gelişmeler üzerine rakipsiz kaldı.
Bugün belki çok net olarak görülmese de tarih tesbit edecektir. ABD başta olmak üzere, batının Rusya, İran ve Çin'e karşı omurgalı davranmaması Rusya'ya hiç ummadığı bir zamanda bir büyük fırsat sunmuştur. Rusya Federasyonu, Suriye üzerinden süper güç planlaması cesaretine yükseltildi. Tutarsız, sığ, hatalarla dolu ve gelecek okumaları özürlü politikalar, batıyı kaybeden taraf durumuna düşürmüştür. Sadece bunlar olmamış, 'eksen kayması' gibi laflar edilmeden, İran'la kucaklaşılmıştır. Halbuki İran, Baas rejimini ayakta tutan esas desteklerden biridir. Buna rağmen yakında "İran stratejik ortağımız!" denirse şaşmamalı.
Bugün manzara şudur; Türkiye, dostları tarafından terk edilmiştir.
Suriye halkı, zulüm karşısında yalnız kalmıştır.
Harabeye dönen Suriye'de çocuklar donarak ölmektedir...
Bu arada İstanbul Paris, New York, Tokyo... zengin caddelerindeki alımlı süslemelerle yeni yıla hazırlanmakta.
Dünya kör ve sağır.
Suriye, ikinci Filistin olmuştur...
Dayan Türkiye, Allah, doğruların yanındadır!
Yoluna devam et Ankara! Zâlimler korkak olur.
Ebedi gerçek:
Zulüm, pâyidar olamaz!
Değişmez doğru:
Şafağa en yakın ân, gecenin en karanlık vaktidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.