Vacip

A -
A +

İyi günlerdeyiz. O berbat kriz döneminden sonra mutluluklara kapı aralanacağına kimse inanmazdı, fakat oldu. Bir değişim, behemahal fayda temin ederdi, onun için o tarihlerde ısrarla seçim istiyorduk. Seçime gidildi ve bu günlere gelindi. Bugün... TL para oldu, döviz düşmekte, enflasyon geriliyor, yabancı yatırımcı Türkiye'ye yönelmekte, Türk müteşebbisi dışarılarda iş kovalıyor. Önceki hükümetler döneminde IMF nezdinde neredeyse müflis ülke muamelesi görmekteydik. Zaten hükümet de az kalsın "borçlarımı ödeyemiyorum" diyerek moratoryum ilân edecekti... İmdada 3 Kasım seçimleri yetişti. Kimse bu derecede iyi günler tahmin etmiyordu. Hükümeti kuranlar dahi bu kadarını beklemiyorlardı. Şu gün, dünün en amansız muhalif sütun sahipleri bile, yiğidin hakkını yiğide vermekteler. İyileşme sadece ekonomik alanda değil. İç barış da giderek daha bir düzelmekte. Onun için herkesin, Türkiye'yi seven herkesin, bunu bir parti başarısı gibi görüp kıskançlıklara düşmemesi lazım. Ortada bir partiden öte bir ülkenin itibarının yükselmesi söz konusu. Eski Amerikan başkanı Bill Clinton'ın, Dubai'de Recep Tayyip Erdoğan'ı oteldeki odasında ziyaretinden sonra Bush üzerinde en fazla etkili olacak dünya liderinin Türkiye'nin başbakanı olduğunu söylemesi yurdumuz adına iftihar vesilesidir. Bunları yazarken her şey düzeldi, dert tasa kalmadı, gibi pembe tablolar çizmiyoruz. Öyle bir manzara da yok. Ancak iyiye gidiş var. Dünle mukayese edilmeyecek çapta şartlar ve moraller düzelmiş durumda. Onun için hükümet üyeleri dikkatli olmalı. AK Partililer son derecede dikkatli olmalı. Şımarma, kendinden bilme ve sen-ben kavgası olmamalı. Muhalefet partileri de sorumlu davranmalı. Muhalefet, karaya da kara, aka da kara demek değildir. Takdir edilecek zaman imtina eden kendisi kaybeder. Medyai asker, sendikalar, işverenler, yargı herkes kılı kırk yarmalı. Fırsatlar kolay yakalanmıyor. Türkiye kalkınıyor, şimdi ilerliyor biraz sonra koşacak. Turgut Özal'ın ilk iktidar olduğu günleri andırır zamanlardayız. Bir bahar havası esiyor. Bu baharın sonunda şahsiyetli, dirayetli ve ismine layık bir Türkiye istikbaline çıkabiliriz. Nice zamandır buna hasrettik. Hükümete dua herkesin üzerine vacip. Hürriyetler geri geldi. Daha da gelecek. Teşebbüs hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti ve fikir hürriyeti. Bu alanda değerli adımlar atıldı ve atılmakta, AB bile hayrette kalmış vaziyette. İçerden dışardakiler kadar sağlıklı bakılamazsa hata edilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.