10 Yıl önce İstanbul pazarlarında zenci satıcılar görülmesi şaşkınlığa yol açmıştı. Ayrı renkte insanlarla karşılaşıyorduk. Sonra Balkanlardan Uzak Doğu'ya her renk, din ve ırktan insanlar şehrimize yerleşti. Bunu diğer yerlerle turistik merkezler takip etti. Alman, İngiliz ve Araplar için kentlerimiz oldu. Bugün bizde tezgâhtardan doktora garsondan çocuk bakıcısına kadar yerlileşmiş yabancılar çalışmakta. Onlar bazen selis Türkçeleriyle sizi hayrete düşürürler. Halbuki 15-20 yıl önceki bir haber yüreğimizde bir sızıydı. Muğla'nın bir köyünde zenci vatandaşlarımız sakinken rahatları kaçtığı için ata yurtlarına göçmek zorunda kalmışlardı. Türkler 1960'larda dünyaya açıldılar. Avustralya'dan Kanada'ya, Almanya'dan Amerika'ya kadar bir dağılma söz konusu oldu. Sonra bunu 1990'larda Rusya, Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Doğu takip etti. İlk gidenler işçiydi, son gidenler müteşebbis. Artık işçilerin devam eden nesilleri de müteşebbis. 20. Asrın bitmeye yüz tuttuğu senelerde gidenler gibi gelenler de olduğundan yukarıda resmettiğimiz manzara ortaya çıktı. Yabancıların milyon civarında olmalı. Verdiğimiz ve aldığımız göçlerle içtimai hayatımız renklendi. Bugün bir çok gelinimiz farklı milletlerden. Dün de böyleydi. İmparatorluk günlerimiz dinler, mezhepler, ırklar, örfler mahşeriydi. Sanki yeniden gelenek günlerine dönüyoruz.. Farklılıklarla aynı iftar sofralarını paylaşmaktayız. Dışarıda da Müslümanlar bulundukları ülke insanlarını iftar sofralarında ağırlıyorlar. Almanya'da içişleri bakanı kalabalık bir hey'etle misafirimiz oluyor. Yemekte biz Hıristiyanız fakat size de kapalı değiliz diyor. Dünya değişmekte. Bunu fark edemeyenler hâlâ var. Geçen akşam Başbakan Erdoğan ve İspanya Başbakanı Zapatero ile AK Parti İstanbul İl Başkanlığının misafiri olarak aynı nimetlerin önündeydik Konuk Başbakan, İslamiyet'e yabancı değiliz. Endülüs'ten yüklü bir İslam mirası devraldık mealinde güzel bir teşekkür konuşması yaptı. Bu konuşma İspanya mutaassıp çevrelerini rahatsız etmiş. İslamiyet'i övdüğün sözleri Hıristiyanlıktan esirgedin yollu eleştirilere muhatap olmakta. Kilise ve ona yakın basın aleyhte yazıyor. Halbuki Türkiye de diğer dünya devletleri de çoğulculuğu keşfettikçe rahat edecekler. Osmanlı çok dinli, dilli, ırklı, renkli olduğu için büyüktü. ABD bundan dolayı ABD oldu.