YÜZ KARASI!..

A -
A +

2 milyar Müslüman, 2 milyon Gazzeliye sahip çıkamadı. Bundan daha büyük zavallılık, âcizlik ve utanç verici bir durum olabilir mi?

 

İsrail, bebek demeden, çocuk demeden, kadın demeden, ihtiyar demeden… câmi demeden, mektep demeden, hastane demeden, ambulans demeden, hekim demeden, hemşire demeden, mülteci kampı demeden… gündüz demeden, gece demeden, Cuma demeden, Kandil demeden… 8 aydan bu yana Gazze’yi biteviye hunharca bombalamakta. Batı Şeria’ya da “seni de enkaza çeviririm!” diyerek tehditler savurmakta…

 

Siyonist zalimler, bu benzersiz vahşeti, katliamı, soykırımı yaparken Batılı başkentlerin yönetimlerini ele geçirmiş vicdan, merhamet ve insanlık duygu ve hasletlerinden mahrum siyonist hizmetkârları ise yüzleri hiç kızarmadan Gazze Celladına ve onun vahşet kabinesine yardım etmekteler.
Siyonist zalimler, son olarak Nuseyrat Kampına saldırarak 274 mazlumun hayatına kastetti. Birçoğu ağır yaralı olmak üzere 700 de yaralı var.

 

8 Ekim 2023’ten, 8 Haziran 2024’e kadar İsrail adlı terör yapılanmasının Filistin’de, Gazze’de katlettiği insan sayısıyla yaralı sayısına dair verilen hiçbir rakam, tahminden öteye geçemez. Gerçek, ancak yıkıntılar kaldırıldıktan, toplu mezarlar açıldıktan sonra bulunacaktır.
O zaman yüz binli rakamlar konuşulur…

 

İsrail kudurganı, hedefe kilitlenmiş olarak öldürmeye, yakıp-yıkmaya devam ederken İslâm âlemi sadece kınama lafı ediyor.

 

Dünyadan da resmî yolla yükselen iki ses vardır:

 

Biri kınama, diğeri ölü ve yaralı sayısına dair çetele haberleri.

 

Gazze’de korkunç soykırım olurken İİT-İslâm İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, D-8’ler, TDV-Türk Devletleri Teşkilatı yalnızca seyrediyor. Bunlardan bâzısı umursamıyor, bâzısı herhangi bir teşebbüse geçemiyor. 

 

Türkiye, Devlet, Hükûmet, diplomasi ve destek olarak ilk günden beri en samimi ve daimî şekilde Gazze’nin yanında ve siyonist katillerin karşısındadır. Ankara, isimlerini verdiğimiz ne kadar teşkilat varsa hepsini toplamakta, anlatmakta, dediklerini tekrar etmekte fakat maalesef arpa boyu yol alınamamaktadır.

 

Türkiye, Devlet olarak teşekküre lâyıktır. Ama yapacağı daha çok iş vardır. Tek başına kalsa da vardır.

 

Diğer teşekküre lâyık olan, Filistin Bayraklarıyla üniversitelerde, meydanlarda gösteri yaparak İsrail’i lanetleyip “Yaşasın hür Filistin!!!” diye haykıran dünya gençliği ve dünyanın vicdandan haberdâr milletleridir.
Keza; Filistin’i tanıyan her devlet de teşekkürü hak etmektedir. “Filistin, BM’nin eşit üyesi olmalıdır!” diyerek adım atan devletlerin, İsrail katliamının suç ortaklarından az baskı görmediklerini tahmin etmek için “müneccim” olmaya gerek yoktur.

 

Dünya halkları, hükûmetlerine rağmen cadde ve meydanlar almayacak denli büyük kitlelerle İsrail’i protesto ederken İslâm âlemi, ya kılını kıpırdatmıyor veya cılız sesler çıkıyor.

 

Türkiye’de ise şöyle bir tezat yaşanmakta:

 

Devlet-Hükûmet duyarlı, geniş kitle olması gereken yerde değil. Dünya üniversitelerinde İsrail, yürüyüşlerle lânetlenince onlara bakan birkaç üniversitemiz, şöyle bir kıpırdıyor fakat arkası gelmiyor.

 

Şu satırlar yazılırken de okunurken de Gazze Celladı, muhtemelen bebek, çocuk, kadın… demeden öldürmeye devam ediyordur. Yanılmayı çok isteriz ama gidişat iyi olmadığından kaygılanmamak mümkün değil:

 

-Siyonist İsrail, Kurban Bayramı’nda da Müslüman kanı akıtmaktan geri durmayabilir.
Siyonist katiller, mübarek bir günde bile soykırım yaparken dünya başkentlerinin resmî ağızları sadece kınayacaklardır.

 

Onlara belki fazla bir şey diyemeyiz.

 

Müslümanlara gelince; manzara çok düşündürücüdür. Gamsızlık, neme lazımcılık ürkütücü çapta:

 

Müslümanlar, bayram boyunca ya sahillerde denizin keyfini çıkarma peşinde koşacak veya yurt dışında tatil yapmanın bencilliğiyle övünecek veya hamd ve şükrederek 3. veya 5. haccını eda etmenin halis Müslümanlığıyla tatmin olacak yahut 4. umresine hazırlanacaktır.

 

İbadet; seyahat, ticaret ve tatile döndü…

 

Dünyanın yüzü hiç bu kadar kara olmamıştı.

 

Korkarız ki bu dünyanın başına bir gelecek var.

 

Zira Gazzeli mazlumların ahı arş-ı âlâyı buldu.

 

Herkes, titremeli.

 

Herkes, akıllanmalı.

 

Herkes, şuurlanmalı.

 

Herkes, kendine sormalı:

 

-Gazzeli mazlumdan üstünlüğüm ne?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Orhan Sinangil11 Haziran 2024 19:29

Allaha şükür Türkiyemiz duyarlı, bütün imkânlarını kullanmakta...Ancak öteki -özellikle zengin Arap Devletler- gaflet uykusunda..! Ateşin bir gün kendilerini yoklayacağının farkında değiller..! Petrol kuyuları, fildişi kuleleri onları kurtaramayacak..!

Yörük Hoca11 Haziran 2024 13:38

Mel'un Netanyahu, AB-D'nin tetikçisidir. AB-D'deki silah şirketleri böyle istiyor. İki milyar müslümana gelince: [...Yeryüzündeki bütün müslimânların bu tek (Ehl-i sünnet) yolunda birleşmeleri lâzımdır. İslâmda birlik istiyenler, sözlerinde samîmî iseler, mevcûd olan bu birliğe katılmalıdırlar. Fekat, ne yazıkdır ki, islâmiyyeti içerden yıkmağa çalışan masonlar, ingilizler, hep böyle yaldızlı sözlerle müslimânları aldatmışlar, (işbirliği sağlıyacağız) maskesi altında (îmân birliği)ni parçalamışlardır. (Fâideli Bilgiler)]

hüseyin afşar ankara11 Haziran 2024 10:45

Rahim hocam sa. sizi sayıp seven bir okuyucunuz olarak yazdığınız bu yazıyla hislerime tercüman oldunuz Türkiyemiz elinden gelen gayreti gösteriyor amma arkasında kimse yok yalnızlığa dolayısıyla yanlış yapmaya islamın kalesini yıkmaya çalışıyorlar çok şükür ki aklı başında hükümetimiz bu ayak oyunlarına gelmiyor zira şu an dizlerimiz üzerindeyiz ayağa kalkmak için biraz daha zaman var buyurduğunuz gibi maalesef islem alemi üzerine ölü toprağı serilmiş kalkamıyorlar selam ve dua ile....

Yalınız Efe11 Haziran 2024 09:25

Peygamber efendimiz hazreti Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi vesellem zulüm çok artınca zayıf sahabe efendilerimizi Habeşistan'a gönderdi. Sonra kendileri hazreti Ebubekir radiyallahü anh efendimiz ile Mekke'den Medine'ye hicret eyledi. Müşriklerle anlaşmalar yaptı. Elden birşey gelmiyor, yahudilerle konuşmalı ve daha fazla mazlumun ölmemesi için anlaşma yapmalıdır. Filistin halkının bize ve Mısır'a hicreti sağlanabilir. Türkiye muhacirlerden oluştu. Balkanlar, Yunanistan, Ege adaları, Girit, Rodos, Kırım, Kafkasya, Azeri, Arap ve diğerleri... Osmanlı coğrafyasındaki mazlumlar Anadolu'ya hicret etti... Daha dün Bulgaristandan soydaşlarımız geldi. Saddamdan kaçan Kürtler bize sığındı. Bunlarda Anadolu'ya getirilip çeşitli yerlerde iskân edilebilir...