Böyle top oyna, canımı ye...

Aynen kâğıt üstünde beklendiği gibi. Ne diyordu kahve muhabbetleri: "Ligin en çok gol atan takımı ile son haftaların formda ekibi oynuyor... Bu maçta çok pozisyon olur abi."

Oldu... Gözlerim doydu.

***

Eğrisi doğrusuna denk geldi; daha ilk çeyrek dolarken 5'lik olması gereken Hamza Hamzaoğlu, farktan kurtulmakla kalmadı, Umut'un çivilediği golde övünecek paye çıkarma imkânı bile buldu. Şöyle diyebilirdi mesela; "İki kanada iki hızlı adamı koydum; Olcan'ın çabukluğu ve tekniği sayesinde golü bulduk." 

Oysa Bakambu, Ferandao ve Ozan'ın net fırsatları vardı bu bölümde...

Tamam, atamayana atarlardı da... Atamayan da atardı.

Bu sezonun küllerinden doğan adamı Volkan Şen "bi dakka" dedi; 1-1.

***

İkinci devre ilk yarının kopyası şeklinde başladı. Yine Bursa atakları vardı. Bakambu kaçırdı, Fernandao affetmedi.

Bu gol Hamza Hoca'nın kafasına dank etti; iki hızlı kenar adamı ile hücuma çıkmak tamam ama savunma da yapmak lazımdı! Olcan'ı çıkarıp Yekta'yı aldı, maçı tuttu.

Ardından riske girip Chedjou'yu kenara çekti, Bruma'yı sürdü, maçı tamamen rakip sahaya yıktı.

2-2'yi buldu ve bence şükretti.

***

Şenol Hoca'yı eleştirsek mi? Sakatlanan, fizik ve mental olarak biten, bir de sarı kartı bulunan Volkan Şen'i "vakitlice" oyundan alsaydı 2 puanı koruyabilir miydi acep?

Ama hakkını yemeyelim. Şenol Güneş'in çalıştırdığı takımlarda iki şey mutlaka olur:

1- Kalecisi çok formdadır.

2- Takım pozitif futbol oynar.

Bursa'da olan da budur.

***

İki takıma da teşekkürler!