Erken atmak mecburen takip etmek mecburen...

> Maçın özeti, kötü bir zemin, bol miktarda pas hatasıyla seyir zevki düşük, Beşiktaş’ın oynadığı oyunla galibiyeti hak ettiği bir mücadele…

 

> Bugüne kadarki Beşiktaş ataklarının gizli kahramanı Redmond, bu kez kürsünün en üst basamağına çıktı. Türkiye’deki ilk golünü harika hareketler sonrası klas bir vuruşla kaydettiğinde daha maç başlayalı iki dakika olmuştu.

 

> Şahane bir maçı izlemeye oturduk derken, her şey sıradanlaştı. Top daha çok Kayserililerin ayağında. Cenk, Tayfur, Salih, Rosier kayıpları oynuyor. Solda Masuaku oyunu güzelleştirmeye çalışıyor, önde de Redmond.

 

> Ev sahibinde Gökhan’ın röveşata denemesi, Carlos Mane’nin plasesi tribünleri ayağa kaldırıyor; Mert geçit vermiyor.

 

> Ama büyük takımın ne yapacağı belli olmuyor; bir karambol; en son topu önünde bulan Salih’in vuruşu Beşiktaş’a rahat bir nefes aldırıyor.

 

> Skoru sigortalayan Kartal’ın ikinci yarıda deplasmanda rakibine pozisyon vermemesi, üç puandan sonraki en olumlu yanıydı.

 

> “Elin Weghorst’undan bizim Aboubakarımız iyidir” diyerek yola devam edelim. Şenol Hoca, Cenk’in döküldüğü bir maçta, kıtalar arası yolculuğuna rağmen son yirmi dakika Aboubakar’ı oyuna aldı. Kamerunlunun Vodafone Park’ı “yıkacağı” günler yakındır.

 

> Uzatma dakikalarında tuhaf şeyler oldu. Rosier, yediği dirseğin öfkesi ile rakibine “Nouma hareketi” yapınca, atıldı. Seriyi yakalamış Beşiktaş için önemli eksik. Bu arada ideal stoper ikilisinin Saiss - Tayyip Talha olduğunu gördük.

 

> Kayseri’de Çağdaş Atan’ın ilk geldiği günlerdeki rüzgâr yok. Kemen, Gökhan ve Onur ekstra mesai yaptı. Bu maç ölçü değil deyip umudumuzu koruyalım.

 

MAÇIN ADAMI: Nathan Redmond