Pişmiş aşa su kattılar

¥ Uzun aradan sonra lebalep tribünler önüne çıkınca futbolcu da kendini “parçalıyor” tabii... Hele gençler; Halil, Kerem, Morutan...

¥ Bu üçlünün dikine ve delici ataklarını sertlikle durduran Moskovalılar, genç hakemin nasihatleri ile karttan kurtuluyordu. Daha kötüsü, hakemin müsamahası Lokomotiv ataklarına dönüşüyordu. Bu anlarda Marcao dikiliyordu karşılarına...

¥ Bunlardan birinde Muslera da o bilindik hatalarından birini yapıp topu rakibe atınca bütün Lokomotivliler iştahla yüklendi. İşte bu anda Galatasaray’ın kalabalık karşı atağı o harika golü getirdi.

¥ Beşe iki durumda Halil birkaç seçenek arasından Feghouli’yi “seçti”, Cezayirli de harika aşırtmasıyla stadı düğün yerine çevirdi, ilk yarı biterken...

¥ İkinci yarı her şey dengede giderken “pis” bir gol yedik. Avrupa’da yiyeceğimiz ilk gol bu olmamalıydı. İkinci yarıda biraz daha etkili oynayan Lokomotiv sağdan Maradishvili ile geldi. Onun yerden arka direğe çıkarttığı topa Kamano bomboş durumda dokundu, tabela eşitlendi.

¥ Bu dakikadan sonra müthiş bir düello başladı. İki kalede de inanılmaz tehlikeler ve kalecilerin refleksini konuşturduğu son on dakika...  

¥ Yeniden üstünlük için Terim, Barış’ı, Mustafa’yı, Ömer’i, Diagne’yi sahaya sürdü ama olmadı. Bu beraberliğe rağmen kimsenin hakkını yemeyelim; Yedlin’den Nelsson’a, Van Aanholt’tan Berkan’a herkes iyiydi aslında. Maçın hakkı bu değildi. Olsun, Cimbom gruptan çıkışı biraz erteledi.

MAÇIN ADAMI: Marcao