Rüya gibi bir maç

Beşiktaş’ın eksikleri ve Şenol Güneş’in tercihleri sebebiyle Kalyon Stadı’na tuhaf bir kadro ile çıktı Beşiktaş…

 

Her iki takım da gergin ve kötü niyetli olunca, hakemin ikide bir maçı kesen düdük sesi ile uyuklamaya başlamışım.

 

Rüyamda Gaziantep’te bir maç izliyorum. Beşiktaş maça oyun kurucusuz çıkmış güya… Atiba ile Necip, siyah - beyaz atakları şekillendirecekmiş. Bu karabasanla uyanıyorum.

 

Maxim’in harika frikiğini Mert mükemmel çelince kaçan uykum, az sonra yeniden kirpiklerimi ağırlaştırıyor. Koskoca ilk yarı boyunca uyanamıyorum.

 

İkinci yarı iki takım da uyanıyor ve maç hareketleniyor. Şenol Hoca orta sahaya Salih’i, hücuma katkı için de Muleka ve Masuaku’yu alınca maç tek kaleye dönüyor. Sonrasında, ancak uykuda görebileceğiniz bir şey oluyor:

 

Gol Beşiktaş’tan değil, ev sahibinden geliyor. İç saha canavarı Gaziantep’te Figueiredo, Beşiktaş’ın savunma adamlarını bir bir yere seriyor, Tayyip Talha ve Welinton daha iki daha ayağa kalkamadan, uzak köşeye plaseliyor.

 

Beşiktaş’ın hepten tepesi atıyor. Arka arkaya hücumlardan birinde, 86. dakikada soldan Masuaku’nun kestiği topa arka direkte Weghorst kafayı vuruyor, maça eşitlik geliyor.

 

Bu tip maçların ve bu skorların doğal sonucu olarak, Beşiktaş şuursuzca bastırıyor, Gaziantepspor tehlikeli karşı atak fırsatları yakalıyordu. Ama her iki taraf adına da gol çıkmayınca, adil bir skor asılıyordu Kalyon Stadı’nın tabelasına…

 

Maçın adamı: Figueiredo