> Maç langırt pozisyonu ile başladı. Letonyalılar kale sahasında vuruyor Abdülkerim’den dönüyor; vuruyor, Mert’ten dönüyor; vuruyor, Zeki’den dönüyor, vuruyor Merih’ten dönüyor!
> Bu kâbus pozisyonu bizi uyandırıyor. Oyunda önce dengeyi sonra üstünlüğü yakalıyoruz. Derken bir duran top, bir Abdülkerim kafası, Riga’da ayaktayız! (Meraklı bir muhabir araştırabilir; ilk kez millî formayı giyen pek çok oyuncumuz ilk maçında gol mutluluğu yaşadı. Koray Avcı, Serdar Aziz, Serdar Dursun, İsmail Yüksek, Abdülkerim Bardakçı vs.)
> Sonra Ferdi’nin solosu geldi; soldan rakibini bastı geçti, ceza sahasında önünü kestiler ama uzak köşeye plaseledi. VAR “rakibine bastı geçti” dedi, gol gitti kart geldi.
> İlk yarıyı bir gol, takıma ısınan Abdülkerim ve Arda, tutuk bir Cengiz, ayakta durmakta zorlanan Umut ile umutlu bitirdik.
> Ama devre umutsuz başladı. Hollanda’da yılın futbolcusu, Benfica’nın yeni transferi Orkun’un çıkarken yaptığı hatada dengesiz yakalandık. Bomboş iki Letonyalıdan Emsis golü yazdı. Kaptan Hakan bir topu çizgiden çıkardı.
> Şok yaşamadan kendimize gelemiyoruz. En kötü dakikalarımızda Orkun müthiş sıyrıldı, harika pasını Cengiz ağlara gönderdi ve o dakikalarda kızdığımız iki futbolcuya kalp işareti yaptık.
> Maçın genelinde çok pozisyon verdik ama Barış ile Salih girdikten sonra başarılı paslaşmalarla “millî futbolumuzu” bulduk. Son “dehşet” dakikalarında bir yedik bir attık ve bu galibiyetle yolu yarıladık. 3 puanla birlikte, özellikle Abdülkerim ve Barış Alper kazanç hanesinde… Cenk ile Enes döndüğünde işler daha da düzelir.
MAÇIN ADAMI: Abdülkerim