Yapma bunu işte gözüm

Ustaların ve uzmanların, insanları mesleği ile “dövmesi” bendenize çok kaba ve insafsızca gelir.

 

Göz doktoru, özel hastanede çalışmaya yeni başlamasına rağmen, milletin burnundan getiriyordu.

 

Hem personel hem de hastalar, devletten özele geçen asabi doktorun fırçasından nasibini alıyordu.

 

Bu durum bir yandan hastane yönetimini rahatsız ediyor, öbür yandan hasta sayısında düşüş yaşanıyordu.

 

Hocanın mesleki kariyerine söylenecek söz yoktu. İşinde başarılıydı.

 

Gelin görün ki, hastane sahibi ta açılış gününde “Buraya gelecek olanlar hasta değil, benim misafirimdir. Ona göre davranın” demişti.

 

Şimdi buyurun, şu an, hep birlikte asabi doktorun son model aletlerle dolu odasının kapısına kulak kabartalım. İkna olacaksınız.

 

(Gelen seslere bakılırsa, içeride bir kadın hasta var.)

 

-Bana internetten okuduğunuz kırık dökük bilgilerle konuşmayın. Otuz üç yıllık mesleğime saygı isterim.

 

Kadın cihazdan çenesini kaldırmadan:

 

-Haklısınız, dedi.

 

-Bir kere söylemeye çalıştığınız kelimenin doğrusu “hipermetropi.” Göz kasları yaşlandıkça yakını görmek zorlaşır. “Miyopi” başka şey.

 

-Tamam hocam.

 

-Ben bile fokometreyi, biyometriyi, pakimetriyi kullanmadan teşhis koymuyorum. Ama maşallah siz yalan yanlış adını koymuşsunuz!

 

-Benimki bir tahmindi hocam. Ondan da vazgeçtim, tamam. Siz daha iyisini bilirsiniz.

 

-Herhâlde!

 

Göz doktorunun yanından çıkan kadın, doğruca genel müdürün odasına gitti:

 

-Söylenenler fazlasıyla doğruymuş. Bizzat şahit oldum. Hocanın yeni başlamış olmasına bakmaksızın, hemen iş akdini feshediyorsunuz.

 

-Peki efendim.

 

Geçen yıl bugünlerde, Amerika’da, University of Houston’da oftalmoloji bölümündeki yüksek lisans eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye dönen bu genç hanım, iş adamı babasının, kendisi için kurduğu göz hastanesinden çıkarak, son model otomobiliyle holding merkezine doğru hareket etti.

 

 

 

Sadık Söztutan'ın önceki yazıları...