Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Özetle Dinle
Kaydet
Köşe Yazıları 1 saat önce

Azerbaycan'daki Zafer Töreni, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katılımıyla iki ülkenin tarihi kardeşliğini pekiştirirken, ardından yaşanan uçak kazası şehitlik ruhunu ve milli duruşu bir kez daha gözler önüne serdi.

  • Azerbaycan'daki Zafer Töreni'ne Türk Silahlı Kuvvetleri katılım sağladı.
  • Tören, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki 1918'e uzanan tarihi kardeşliği ve Nuri Paşa'nın mirasını vurguladı.
  • Zafer kutlamaları sonrası yaşanan uçak kazası büyük üzüntüye neden oldu.
  • Şehitlerin ve ailelerinin vakur duruşu, Türk milletinin şehadet ve vatan sevgisi ruhunu pekiştirdi.
  • Kazanın nedenleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından araştırılacak ve milletle paylaşılacaktır.
Türkiye Gazetesi
Şehitliği şeref bilen milleti kimse yenemez
0:00 0:00
1x
a- | +A

Azerbaycan'da düzenlenen 'Zafer Töreni’ne Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli mensupları da katılım sağladı. Karabağ Zaferi’nin görünen ve görünmeyen kahramanları vardır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bunu defalarca vurgulayan konuşmalar yapmıştır. Azerbaycan ile Türkiye’nin bugün ulaştığı ilişki seviyesine gelene kadar pek çok fedakârlık yapılmıştır. Azerbaycan’ın millî hafızası bu fedakârlıkların hiçbirini unutmadı, unutmayacaktır. Düşünün ki; 1918’de Osmanlı Devleti’nin ve Mehmetçiğin desteği, Sovyetlerin ağır baskılarına, tarihî gerçeklerin yok sayılmasına rağmen unutulmadıysa, bugün Karabağ Zaferi sonrasında yaşananlar da asla unutulmayacaktır...

O gün o muhteşem törende ben de vardım. Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretini takip eden gazeteci meslektaşlarımla birlikte o atmosferi yaşadım. Hissettiğim gururu ve içimdeki haykırışı tarif etmek için kelimeler yetersiz kalır. Bazı şeyler vardır ya; söylenmez, yaşanır. İşte öyleydi...

Meydanda, yiğit Azerbaycan askerlerine omuz veren kahraman Türk ordusu mensupları yürürken yaşadığım hissi size nasıl aktarabilirim bilmiyorum. Tarihle bağ kuran, hayat gayesi millî mücadele ruhu olan biri olarak, o görüntülere bakarken bin yıllık geçmişi, 2.500 yıllık geleneği idrak etmemek mümkün değildi.

Beraber yürüdük biz bu yolları...

1918’de Bakü, Gence, Şamahı ve Karabağ Ermeni-Bolşevik çetelerinden temizlendikten sonra dönemin Azerbaycan Başbakanı Feteli Han Hoyski, Kafkas İslam Ordusu Kumandanı Nuri Paşa’ya şu satırları yazıyor:

“Azerbaycan meydanlarında Azerbaycan Türklerinin kanı, Osmanlı Türklerinin kanına karıştı. Bu kan, kardeşlik bağının mührüdür. Size sonsuz minnettarız.”

Kafkas İslam Ordusu ve Nuri Paşa üzerine Azerbaycan ve Türkiye’de ilk belgeseli hazırlayan gazetecilerden biri olmam hasebiyle, arşiv çalışmalarım sırasında karşıma çıkan Nuri Paşa’nın cevabı beni derinden etkilemişti:

“Azerbaycan’ın bağımsızlığı uğrunda yine savaşmak ve şehit olmak gerekirse, ona da varız.”

Yıllardır Nuri Paşa kalbimin ve gönlümün kahramanıdır. Bu cümlelerin sahibi olan eşsiz komutanın, yalnızca 230 gün içinde Azerbaycan’daki ordu teşkilatlanmasında yaptıkları, başlı başına belgesel konusudur. Bugünkü Azerbaycan ordusunun kuruluşunda Nuri Paşa’nın 1918’de attığı adımların izleri vardır.

Bu şanlı zafer kutlamaları sonrası, hepimizi hüzne boğan uçak kazası haberini aldık. İçimde yaşadığım acıyı tarif etmekte gerçekten zorlanıyorum. Tıpkı 1918’de olduğu gibi, görev başında şehit olan kahramanlarımızın mekânlarının Cennet olduğu inancı, bizler için en büyük teselli oldu.

Hayranlık duymamak elde değil!

Şehitlerin hikâyeleri ve ailelerinin vakur duruşu, Türk milletinin derin karakterini yeniden gösterdi. Şehadet şereftir; Türk askerinin zihninde bu hakikat asırlardır değişmedi. Hele şehit babalarının sözleri…

Vatan sağ olsun” diyen baba; ellerinizden öpüyorum.

Bazılarının evlatları şehit olmalı ki burası vatan olsun” diyen baba; vakur duruşunuz ders niteliğindedir.

Kısacası bu ruh dün neyse bugün de odur. Şehadetin şeref, vatanın kutsal olması; Türk milletinin kahramanlık tarihinin temelidir.

Uçağın düşme nedenleri elbette araştırma sonucu ortaya çıkacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gereğini yapacaktır. Böyle vakur bir milletin, aynı vakar ve öz güvene sahip bir devleti vardır. Türk Devleti, ne olursa olsun gerçeği kendi milletine açıklayacak kudrete ve iradeye sahiptir. Biz de başkasına değil, kendi devletimizin beyanına inanırız ve güveniriz.

Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…

ÖNE ÇIKANLAR