İlaçların kesemediği ağrı için tedavi yöntemi: Kanser ağrısına kökten çözüm
Türkiye’de özellikle ileri evre kanser ve omurilik yaralanması yaşayan binlerce hasta, yıllardır “geçmeyen ağrı” ile mücadele ediyor. İşte tam bu noktada, adı pek bilinmeyen ama etkisi hayat değiştiren bir yöntem devreye giriyor: Perkütan kordotomi...
- Perkütan kordotomi, ileri evre kanser ve omurilik yaralanması sonrası morfin gibi güçlü ilaçlara dirençli, şiddetli ağrıları olan hastalara uygulanır.
- Yöntem, ağrıyı beyne taşıyan mikroskobik sinir yolunu iğne elektrot ve radyofrekans ile tahrip ederek ağrının hissedilmesini engeller.
- Hastaların ağrısı 30 dakika içinde kökten çözülürken, bilinci, hareket kabiliyeti ve kas gücü gibi hayati fonksiyonları korunur.
- Açık ameliyat olmayan bu işlem, bilgisayarlı tomografi eşliğinde deneyimli uzmanlar tarafından güvenle gerçekleştirilir.
- Tedavi, her ağrısı olan hasta için uygun olmayıp, doğru zamanda ve doğru hastada uygulandığında yaşam kalitesini artıran "son çare" olmayan bir yöntemdir.
- Türkiye'de sınırlı sayıda merkezde uygulanan bu tedavinin bilinirliğinin artırılması hedeflenmektedir.
ZİYNETİ KOCABIYIK- Özellikle kanser gibi ileri evre hastalıklara bağlı şiddetli ağrıları kontrol altına almayı hedefleyen yeni yöntem, morfin gibi ilaç tedavileriyle ağrısı kesilmeyen hastalara “acı çekmeden yaşama” şansı sunuyor.
Ağrıyı beyne taşıyan sinirlerin bir iğne elektrot yardımıyla tahrip edildiği “perkütan kordoktomi” yönteminin hastanın hayat kalitesini yükselttiğini söyleyen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Algoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alp Eren Çelenlioğlu, “Ağrı, özellikle son dönem kanser hastaları ve yakınları için en korkulan durumlardan biridir. İlaçların yetmediği durumda, yaşananlar hem hastayı hem de çevresini çaresiz bırakır. Girişimsel bir yöntem olan perkütan kordotomi ameliyatı ile hastanın ağrısı 30 dakika içinde kökten çözülür” dedi.
Bu ağrı tedavisinin ileri evre kanser hastalarında ve omurilik yaralanması sonrası geçmeyen şiddetli ağrısı olanlarda kullanıldığına işaret eden Doç. Dr. Çelenlioğlu, “Bu hastalarda morfin gibi en güçlü ağrı kesicilere rağmen ağrı kontrol altına alınamıyor ya da ilaçların yan etkileri (aşırı uyku hâli, mide bulantısı, bilinç bulanıklığı) hastayı daha da zor durumda bırakıyor. Bu durum “ilaçlara dirençli ağrı” olarak adlandırılıyor. Hasta ne uyuyabiliyor ne yemek yiyebiliyor ne de sevdikleriyle konuşabiliyor. Bu hastalara uygulanan perkütan kordotomi, ağrıyı beyne taşıyan sinir yolunun hedef alındığı girişimsel bir tedavi metodudur. Yani ağrının çıktığı yere değil, ağrının beyne ulaşmasını sağlayan mikroskobik yol devre dışı bırakılır. Ağrının kaynağına müdahale edilmez, ağrının beyne ulaşmasına engel olunur. Böylece hasta ağrıyı hissetmez, ancak bilinci, hareket kabiliyeti ve kas gücü yerindedir” açıklamasını yapıyor.
“Perkütan kordotomi”nin açık bir ameliyat olmadığını ifade eden Doç. Dr. Çelenlioğlu, “İşlem bilgisayarlı tomografi görüntüsü eşliğinde bu konuda tecrülebi bir hekim tarafından güvenle yapılır. Önce bir iğne elektrot yardımıyla ağrı yolağına radyofrekans cihazı ile duyusal uyarılar gönderilir. Ardından yaklaşık bir dakikalık süren mikroskobik sinir yakma işlemi gerçekleştirilir. Tecrübeli uzmanlar tarafından yapıldığında hiçbir riski yoktur. Özel deneyim, ileri görüntüleme, ağrı ve beyin-omurilik anatomisini çok iyi bilen ekip gerekir” dedi.
SON ÇARE DEĞİL
Yöntemin “son çare” olmadığına da işaret eden Doç. Dr. Çelenlioğlu, “Doğru hastada doğru zamanda uygulandığında hayat kurtaran bir konfor sağlıyor. Ancak her ağrısı olan hasta için uygun değildir. Mesela geçici ağrılarda, psikolojik kökenli ağrılarda, iki taraflı yaygın ağrılarda ve uygun değerlendirme yapılmadan uygulanması tavsiye edilmez” diye açıkladı.
SINIRLI SAYIDA MERKEZDE YAPILIYOR
Türkiye’de bu işlemi yapabilen merkez sayısı şu an için sadece birkaç tane. Bu da birçok hastanın bu tedaviden haberdar olmadan yaşamaya devam etmesine yol açıyor. Doç. Dr. Çelenlioğlu, amaçlarının bu tedavinin bilinirliğini artırmak olduğunu belirterek, “Biz ağrıyı yok saymıyoruz, hastayı acıdan kurtarıp hayata döndürüyoruz. Bu bir son çare değil; doğru zamanda, doğru hastada uygulandığında hayatı yeniden yaşanabilir kılan bir tedavidir” diyor.
En çok korkulan konulardan biri olan “Sinir kesiliyor mu?” sorusuna da açıklık getiren Çelenlioğlu, kesilen şeyin kasları ya da duyuları yöneten bir sinir değil, sadece ağrı sinyalinin geçtiği mikroskobik bir yol olduğunu söylüyor. İşlem geri dönüşsüz olsa da, hayati fonksiyonlara dokunulmadığı için doğru hasta açısından korkulacak değil, rahatlatıcı bir müdahale olarak değerlendiriliyor.
