Onun da peşine düşeceğim!..

 

Bana, “yardım edeceğim” diyerek kendini Ankara’da ağırlatan o arkadaştan ayrıldım ama kendi işimi de göremez olmuştum. Artık çare kalmamıştı, dönemin Maliye Bakanlığı’nın hakkımda açtığı davayı yakından takip etmem gerekiyordu.

Ben de tekrar Ankara'ya gittim. Bana göre asıl sıkıntı, Maliye Bakanlığı'ndan 42 ay burs aldığım hâlde, benden 60 ay burs parası hem de faiziyle geri isteniyordu.

Bakanlık bana Milli Eğitimce tanınan bir yıl sınıfta kalma ve bütünlemeye kalarak Eylül ayında mezun olma haklarımı (!) kullanmadığım yani sınıfta kalmadığım için beni cezalandırıyordu.

Şimdi devlet benden, almadığım paraları faiziyle birlikte geri istiyordu. Amacım bu haksızlığı hâkime anlatmaktı. Öyle ya, koskoca hâkim, böyle bir haksızlığa göz yumacak değildi.

Duruşma sırasında söz alarak bu durumu hâkime izah etmek istedim. Hâkim bey yerinden doğrularak, “Bunları sözleşme imzalarken düşünecektin, aklın neredeydi" dedi.

Ben konuşmada ısrar edince de, beni tersleyerek susturdu ve salonu terk etmemi istedi. Ben tartışma yapmaya yeltenince, avukat beni uyardı ve dışarı çıkmamı kulağıma fısıldadı. Zaten bu arada mübaşir geldi ve beni kolumdan tuttu. Ben de kuzu kuzu salonu terk ettim...

Mahkeme benim aldığım -paradaki altı sıfır olduğu dönemde- 8000 lira kadar paraya karşılık 25.000 TL ödememi kararlaştırmıştı.

O yıllarda faizlerin çok düşük olmasına rağmen, anaparanın üç mislinden fazla olan bir parayı ödemek bana çok ağır geldi. Ama parayı ödemek için İsveç'ten hazırlıklı gelmiştim.

Duruşma sırasında avukatım benim davranışımdan dolayı hâkimden özür diledi. Dışarı çıkınca da:

“Biz hâkimlerle iyi geçinmek zorundayız, değilse hiçbir dava kazanamayız" dedi.

Bu söz bende hayal kırıklığı meydana getirdi. Sonraları pek çok olay da yaşadım. Hatta yeri gelmişken, isterseniz buna benzer bir başka konuyu da buraya yazayım...

Askerliğini yedek subay olarak yapanlardan OYAK'a belli bir para kesilir. Kesilen paralar hak sahiplerine hiç geri ödenmez. Bugüne kadar belki de on milyonlarca insanın oradan alacağı var. Fakat kimse cesaret edip bunun peşine düşmez. Merak etmeyin, onun da peşine düşeceğim.

Ama bu demek değildir ki, bütün hâkimler böyledir, kesinlikle hayır. Büyük bir çoğunluğu kılı kırk yarar ve büyük bir özveri ile adaleti en iyi şekilde temsil etmeye özen gösterir.