Seçim ve makam hırsı!..

Amcaoğlu kulis faaliyetiyle partisindeki ön seçimi kaybeder. Siyaseti bırakıp Ankara'ya dönmek ister...

1963 yılında ilçemden dışarıda İstanbul'da okurken, Güneydoğu Anadolu'nun bir ilçesinde mahalli seçimlerde belediye başkanlığı için bir amcam Halk Partisinden aday olmuştu. Adalet Partisi'nden ise başka bir amcamın oğlu aday olmuştu.

Amca ile yeğenin siyasi mücadelesi seçim sürecince devam eder. Ufak çaplı karalama ve tenkit dışında kayda değer bir olay yaşanmaz.

Şeçimi Adalet Partili yeğen kazanır ve ilçeye Belediye Başkanı olur. Seçimi kaybeden amcası da aynı belediyede sağlık personeli olarak çalıştığı görevine döner...

O yıllarda bizim oralarda yüksek okul ve fakülte mezunu insan şimdiki kadar değildi. Belediye Başkanlığını kazanan amcaoğlum da ilkokul mezunu idi.

Ama o amcaoğlum, 1968 yılı seçim dönemine kadar gerçekten iyi bir belediye yönetti ve birçok ilklere imza attı.

Nelere mi imza attı? Örnek olarak elektrik direklerileriyle beraber elektrik şebekesini komple yeniledi.

Dağlık arazide kurulmuş olan ilçenin yollarını merdivenlerini onardı.

Kaçak elektriği önledi. Kallananlara cezalar yağdırdı...

Ana yolları beton kalıplarla düzelterek ilçeyi çamurdan kurtardı.

Mezarlıkların etrafını çevirdi. Su şebekesini ıslah etti. En önemlisi de bir mahallenin Etibank işletmesine yakınlığı sebebiyle yeni maden rezervlerine ulaşabilmek için Etibank Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulundan mülk sahiplerine ödenmek suretiyle istimlak kararını çıkartma işini gerçekleştirdi...

Gerçekten hizmetler güzel gidiyor ve halkın çoğunluğu yapılan icraattan memnundu. Ne var ki seçim dönemlerinde sadece çok çalışmak dürüst çalışmak, halkın sizi istemesi yetmiyor...
Amcaoğlumun o kadar başarılı belediye başkanlığı yapmasına ve halkın ondan çoğunlukla memnun olmasına rağmen yaşadığı süreç gerçekten ibretlikti...

1968 yılında mahalli seçim arefesindeydik. Benim görüşüme göre önseçimin faydaları kadar delege ayarlanması ve kulis faaliyetleriyle hizipçilik vs. ile en başarılı insanın bile bir ikinci kez seçilemeyeceği zararları vardır. Örnek mi istiyorsunuz? Vereceğim... (DEVAMI YARIN)