"Şimdi kura çekebilirsiniz!.."
30 Eylül 2014 01:00
"Bu yaşa geldik böyle pay etmeyi bilemedik. Bize sen öğrettin" diye çok dua ettiler...
Bir haber geldi ki küçük kardeşim beni kurban ortaklığından çıkarmış. Tepemden aşağı kaynar sular döküldü. Arefe günü şu yapılacak iş miydi? Ben bir kadın olarak bu saatten sonra nereden kurban hissesi bulacak da yeniden bir kurbana ortak olacaktım?
Karısının babasını hisseye almışlar, beni hisseden çıkarmışlar.
Haberi duyduğumda öyle üzüldüm ki iki gözüm iki çeşme ağlaya ağlaya Garantievler'e kadar gittim. İmamlık yapan damadıma dedim ki:
-Hoca, ben mahvoldum. Kardeşim beni kurban hissesinden çıkarmış. Karısının babasını hisseye almışlar. Bayrama iki gün var. Ne olursun bir hisse bul da beni bir kurbana dâhil et.
Sağ olsun hoca "tamam ben bir bakayım" diyerek çıktı. İmam olduğu için çevresi vardı. Akşama doğru beni aradı:
-Müjde sana bir kurbanda hisse buldum. İki kişi olarak bir düveye girmişler. Ama bir hisse biraz pahalı gelince bir kişi daha arıyorlarmış.
Kurban kesecek olanlardan biri rahmetli eşimin tanıdığı bir esnafmış. Kendi öz kardeşim beni dışlasa da çok şükür damadımın sayesinde bir hisseye girmiştim.
Kurban bayramı gittik. Kurbanı kestiler. Üç hisse olarak parçalara ayırdılar. Bir de baktım ki, bir tarafa neredeyse hep kemik, bir tarafta sakatat ağırlıklı, rastgele olmasa da uygun olmayan bir paylaşım yapılmıştı. Dedim ki:
-Salim Efendi, tamam kura çekilecek ama kurada şu parça kime çıkarsa ona hep kemik kalacak. Bu böyle olmaz.
-Ya nasıl olur?
İş başa düşmüştü. Dedemlerden öğrendiğim pay etme şeklini uygulamak gerektiğini fark ettim. Dedim ki iki pay sahibinin hanımlarına:
"Haydi hanımlar iş başa düştü. Alın bıçakları elinize gelin bakalım kurbanın başına!.."
Şöyle kurbanın her bir tarafından etleri güzelce ayırdık. Kemikleri güzelce ayırdık. Parça parça sakatat kısmına varana kadar her bir hisseye hepsinden kattık. Kemikleri de üç hisseye göre parçalayıp dağıttık. Her birini tartıp kilo olarak da eşitledik. Sonra dedim ki:
-Haydi, şimdi ok atma (kura) işlemini yapabilirsiniz.
Salim Efendi ve hanımı hayretler içinde kalarak çok teşekkür ettiler. "Allah senden razı olsun. Bu yaşa geldik böyle pay etmeyi bilemedik. Bize bir kurbanın nasıl pay edileceğini öğrettin" diye çok dua ettiler.
Bir hisseden çıkarılmıştım ama diğer tarafta iki Müslümanın kurban pay etmeyi öğrenmesine vesile olmuştum. Rabbim cümle Müslümanların kurbanlarını kabul eylesin.
F.C.-Çorum
Bir haber geldi ki küçük kardeşim beni kurban ortaklığından çıkarmış. Tepemden aşağı kaynar sular döküldü. Arefe günü şu yapılacak iş miydi? Ben bir kadın olarak bu saatten sonra nereden kurban hissesi bulacak da yeniden bir kurbana ortak olacaktım?
Karısının babasını hisseye almışlar, beni hisseden çıkarmışlar.
Haberi duyduğumda öyle üzüldüm ki iki gözüm iki çeşme ağlaya ağlaya Garantievler'e kadar gittim. İmamlık yapan damadıma dedim ki:
-Hoca, ben mahvoldum. Kardeşim beni kurban hissesinden çıkarmış. Karısının babasını hisseye almışlar. Bayrama iki gün var. Ne olursun bir hisse bul da beni bir kurbana dâhil et.
Sağ olsun hoca "tamam ben bir bakayım" diyerek çıktı. İmam olduğu için çevresi vardı. Akşama doğru beni aradı:
-Müjde sana bir kurbanda hisse buldum. İki kişi olarak bir düveye girmişler. Ama bir hisse biraz pahalı gelince bir kişi daha arıyorlarmış.
Kurban kesecek olanlardan biri rahmetli eşimin tanıdığı bir esnafmış. Kendi öz kardeşim beni dışlasa da çok şükür damadımın sayesinde bir hisseye girmiştim.
Kurban bayramı gittik. Kurbanı kestiler. Üç hisse olarak parçalara ayırdılar. Bir de baktım ki, bir tarafa neredeyse hep kemik, bir tarafta sakatat ağırlıklı, rastgele olmasa da uygun olmayan bir paylaşım yapılmıştı. Dedim ki:
-Salim Efendi, tamam kura çekilecek ama kurada şu parça kime çıkarsa ona hep kemik kalacak. Bu böyle olmaz.
-Ya nasıl olur?
İş başa düşmüştü. Dedemlerden öğrendiğim pay etme şeklini uygulamak gerektiğini fark ettim. Dedim ki iki pay sahibinin hanımlarına:
"Haydi hanımlar iş başa düştü. Alın bıçakları elinize gelin bakalım kurbanın başına!.."
Şöyle kurbanın her bir tarafından etleri güzelce ayırdık. Kemikleri güzelce ayırdık. Parça parça sakatat kısmına varana kadar her bir hisseye hepsinden kattık. Kemikleri de üç hisseye göre parçalayıp dağıttık. Her birini tartıp kilo olarak da eşitledik. Sonra dedim ki:
-Haydi, şimdi ok atma (kura) işlemini yapabilirsiniz.
Salim Efendi ve hanımı hayretler içinde kalarak çok teşekkür ettiler. "Allah senden razı olsun. Bu yaşa geldik böyle pay etmeyi bilemedik. Bize bir kurbanın nasıl pay edileceğini öğrettin" diye çok dua ettiler.
Bir hisseden çıkarılmıştım ama diğer tarafta iki Müslümanın kurban pay etmeyi öğrenmesine vesile olmuştum. Rabbim cümle Müslümanların kurbanlarını kabul eylesin.
F.C.-Çorum