Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Uzun uzadıya konuşup anlattığım zamanlardan derin derin sustuğum zamanlara ne zaman geldim bilmiyorum. Kabuğuma çekildiğim kaçıncı gün bu inanın hiç saymadım. Yaşamak her zaman bir hevesin neticesi değil. Yaşamak her zaman yaşamak değil. Bazen karanlık bir gecede binbir hevesle çayın deminde demlenmeye yüz tuttuğumuz bir vakitte bir bardak kaynar çayın henüz bir yudum bile içemeden üzerimize devrilmesi yaşamak… Yani yanmak ama yakınmamak…

Vazgeçmemek belki de her şeye rağmen çay içmekten, çay önemli ama konumuzun çayla bir ilgisi yok tabii ki! Sessizliğe bürünmeme şaşmamalı bu yüzden son zamanlarda, artık insanlardan uzaklaşma ve kendimi en çok daruhumu dinleme hâlime şaşmamalı… Bazıları büyümek der buna, bazıları akıllanmak, belki de en çok olgunlaşmak bilmiyorum. Ama bu yılın bana öğrettiği en büyük ders hayat yolculuğundaki asıl meselenin haklı çıkmak değil, hakikatin izini sürmek için risk almak gerektiğini anlamak oldu. Belki bazı zincirler kırılmalı, bazı insanlar artık umursanmamalı! Hayat başkaları için değil, önce Rabbimiz sonra da kendimize uygun seçimler yaparak yaşanmalı! Kötüler bir şekilde kötülüklerinden geri durmuyor. Rabbim bizi herkese iyi kılığına bürünüp kalbi kötülük peşinde olanlardan korusun asıl! En önemlisi bu sanırım.

Yorgun hissediyorum bu yıl kendimi, hiç olmadığım kadar yorgun ve hevessiz… Üşüyorum, bu ayaz en çok kalbimi donduruyor. Oysa mevsim sonbahar henüz kış bile gelmedi. Yine de bir başka üşüyorum bu aralar! Her şeyin farkında olmakta bir hastalıktır demişti biri. Öylesine haklı ki, farkındalık hem bize sunulmuş eşsiz bir nimet, hem de hayatımızı mahveden bir canavar! Ne güzel körü körüne yaşayıp gidiyorduk işte ne vardı bu kadar her şeyi algılayacak! Yüzlerdeki maskeyi ve gerçek yüzlerini görmekte yordu insanlarbir hayli beni ama dert değil. Alışkınım, ben bu yalnızlıkla ta ezelden barışığım. Sadece anlaşılma ihtiyacını derinden hissettiğim zamanlar oluyor. Ama artık öyle zamanlarda bile anlatasım gelmiyor. Yaşlanıyor, en çok da gözlerim! Dert değil, bu yaşlara alışkınım, yalnızlıkla da barışığım. Duygularımı dile getirmeye yarın da devam edeceğim.

Kübra Can Karaca

ŞİİR

Belki de

-Merhum anne ve babama ithafen-

Sonbahar kimine renk cümbüşü

Sonbahar kimine hasret günlüğü.

Sonbahar ihtişamdır görene,

Sonbahar sonu,

Hüzünle biten bir masal;

Sonbahar belki de son bahar…

Sonbahar,

Hem gidişin hem gelişin adı,

Hem vedaların hem de,

Yeniden doğuşların.

Bir yaprak düşer,

Bin his uyanır insanın içinde;

Bazen bir özlemin ezgisi olur rüzgâr,

Bazen de,

İçe sinen huzurun en yalın hâli…

Sonbahar,

Hani şu sararan hatıraların,

Sessizce kalbimize çöreklendiği mevsim…

Can dediklerimize,

Veda edemeden,

Yaprak yaprak döküldüğümüz….

Yollar ıslak, gözler ıslak,

İçimizde titreyen özlem dolu bir yürek…

Ne yapsanız dinmiyor,

Ne kadar susarsanız, o kadar büyüyor…

Bu hasretin tadını bilmeyen,

Masal zannediyor…

Songül Maden

DUYGU DAMLASI

VECİZELER: Zenginlik; hayrı, mütevazılık ve cömertliği besliyorsa hayırlıdır. Cemiyetleri kuvvetli tutan, kemiyetleri değil gayretleridir. İnsanın özgül ağırlığı; sabır, ahlak ve öz güveninde yaşar. Dürüst, karakterli ve kadirbilir bir insanla alay etmek, eğlencenin en seviyesizidir. Sahilin selameti, denizin dalgalarından korunabilmesindedir. Deniz, dalgalarından şikâyetçi değildir. Cehalete sempati, fazilete haksızlıktır. En mübarek his; en faydalı, en masum, en ahlaki histir. Yazılmaya değer yaşanmışlıklar, yazarların gıdasıdır.

Yaşlı insanlar; yaşlarına ve tecrübelerine saygıdan daha az konuşurlar. Tecrübelinin öfkesi, dinlemeyi bilmeyenleredir. Ustaların sırrı; sabır, gayret ve usta(akıl)dır. Her şeyi beğenmek, hiçbir şeyi beğenmemek; cahilliğin ifşasıdır. Hedefe ulaşmayı mümkün eylemeyen; yorulmak değil, yılmaktır. Çağımız insanı, genelde çağından habersiz yaşıyor. Yaşadıkça, yaşamayı öğrenir insan. Kötü söz, kötülüğe heveslendiren sözdür. [Durdu Şahin-Şair-Yazar]

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

ÖNE ÇIKANLAR