- Bireyin hayatın merkezinden uzak, kenarda kalarak iç huzuru, kendini ve gerçekliği bulma arayışı vurgulanmıştır.
- Toplumun dürüstlük, saygı ve merhamet gibi köklü değerlerini yitirmesi ve bu değişimin yarattığı derin sorgulama dile getirilmiştir.
- Türkçenin zenginliğini korumak amacıyla "Eskimez Kelimeler" başlığı altında, günlük dilde az kullanılan ancak anlamlı kelimelerin tanımları sunulmuştur.
Hiçbir şeyin tam ortasında duramadı. Ne sesin ne kalabalığın ne bile isteye yaşamanın...
Hep bir kenardan bakmayı sevdi hayata.
Kenarları severdi kadın, cam kenarı deniz kenarı balkonda yoğurt kovası içinde büyüyen çiçek kenarı; yazma kenarı oya kenarı göz kenarı, fotoğraf kenarı bir mektubun yırtık kenarı... Hayatın tam ortasında merkezinde olmak gürültünün kalbine karışmak ona göre değildi.
O hep biraz uzakta biraz kıyıda biraz sessizlikte yaşamak isterdi, deniz kenarı gibi ayaklarının altına serin kumlar dokunsun ama dalgalar birden gelip yüreğine çarpmasın isterdi.
Cam kenarında otururdu çoğu zaman.
Pencerelerden bakardı hayatın geçip gidişine.
İnsanlar birbirine karışır telaşlar sokaklara sığmazdı da o bir perde aralığında nefes alırdı. Kalabalığın uzağında ama çok da dışında değil.
Sadece kenarında.
Dış dünya gürül gürül akar, o ise bir bardak çayla, camın bu tarafında içini dinlerdi kadın. Ne çok severdi göz kenarlarını yüzlerin konuşmadığı ama gözlerin fısıldadığı yerleri, bir bakışın ucunda kalan kırıntılardan bir ömür kurardı kendine.
En çok gözünün kenarına saklar ya insan kendini ağlamayı da oraya bırakırdı sevinci de.
Göz kenarı dedikleri şey kalbin diliydi aslında.
Kırıldığında da özlediğinde de sevdiğinde de ilk orası haber verirdi. Kenarları seviyordu kadın çünkü merkezde olmak yalnızca yoruyordu.
Ona göre insan kenarda kendine rastlıyordu aslında, bütün hayatını gözlerinin kıyısına emanet ediyordu.
Orası insanın en sessiz ama en dürüst aynasıydı…
Seda İnanan
ŞİİR
Neler oldu bize!
İnsanları kandırmazdık
Sahi neler oldu bize?
Doğruluktan ayrılmazdık,
Sahi neler oldu bize?
Burnumuzdan solumazdık
İşkembeden sallamazdık
Ona buna saldırmazdık
Sahi neler oldu bize?
Ecdada baş kaldırmazdık
Bünyeden yağ aldırmazdık
Burnumuzu kırdırmazdık
Sahi neler oldu bize?
Düşmanlara ilenmezdik
Zıt görüşe bilenmezdik
Karıncayı incitmezdik
Sahi neler oldu bize?
Dosta sırtı dönmezdik biz
Yoksullara gülmezdik biz
Rakiplere sövmezdik biz
Sahi neler oldu bize?
Nöbetçi der; asık yüzler
Doymaz oldu ne açgözler,
Tutulmuyor yalan sözler,
Sahi neler oldu bize?
Nöbetçi Şair-Şahin Ertürk
ESKİMEZ KELİMELER
ELİM: Acıklı.
MENSUP: Bir yerle veya bir kimseyle bağlantısı olan, ilişkili, -den olan, -e bağlı (kimse).
MUHTELİF: 1. Çeşitli 2. Zıt, birbirini tutmayan.
VUKU: Oluş.
TEFERRUAT: Ayrıntı.
VUZUH: 1. Açık olma durumu. 2. Açıklık.
MUHTEVA: İçerik.
VELVELE: Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan.
TEZVİRAT: 1. Yalan dolan şeyler. 2. Dedikodular.
MÜDRİK: 1. Anlamış, idrak etmiş olan: 2. ruh bilimi Anlık (II).
TAHKİK: Soruşturma.
[Kaynak: Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük]

