Tarımı da turizmi de bitirecek tehlike! Uzmanlar tarih verdi: Ağrı Dağı takke buzulunu kaybediyor
Aşırı sıcaklar ve iklim değişikliğinin etkisi Ağrı Dağı'nde gözle görülür değişikliklere yol açtı. Türkiye'nin en yüksek dağının takke buzulunun her geçen yıl hızla eridiği kaydedildi. Dağ üzerinde çalışan Prof. Dr. Faruk Kaya 2050’li yıllarda buzulun yarıya yakın kısmının kaybolabileceğini ifade ederek tarım, hayvancılık ve turizme olan etkilerini anlattı.
Türkiye'nin en büyük dağı da iklim değişikliğinden nasibini alıyor. Yapılan araştırmalar Ağrı Dağı'nın geleceğinin iyiye gitmediğini gösteriyor.
5 bin 137 metre ile ülkemizin en yüksek noktası olan dağ, yalnızca heybetiyle değil zirvesini kaplayan takke buzulu ile de tanınıyor.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, yaptığı açıklamada takke buzulunun hem bilim dünyası hem de bölge halkı için doğal, kültürel ve sembolik değere sahip olduğunu vurguladı.
Kaya, "Son yüzyılda, özellikle son 50 yılda yaşanan hızlı küçülme bu eşsiz yapının geleceğini belirsiz hale getirmiştir" dedi.
İşte Ağrı Dağı'nın tepesindeki buzul ve kar tabakasının son durumu hakkında detaylar...
50 YILDA YARI YARIYA AZALDI
Bilimsel çalışmalar ve uydu görüntülerinin takke buzulunun boyutlarındaki değişimi net şekilde ortaya koyduğunu aktaran Kaya, milyonlarca yıl önce yaklaşık 70 kilometrekare olan buzul alanının, 1900’lerin başında 15 kilometrekareye, 1970’lerde ise 9-10 kilometrekareye kadar gerilediğini ifade etti.
Kaya, 1976-2011 yılları arasında yılda ortalama 0,07 kilometrekare küçülme yaşandığını, bu dönemde alanın yaklaşık yüzde 29 azaldığını, 1977-2024 döneminde ise küçülme hızının artarak yılda ortalama 0,095 kilometrekareye çıktığını söyledi.
2050'LERDE BUZULUN YARISI TAMAMEN ERİYEBİLİR
Günümüzde buzul alanının 4,5-5 kilometrekareye düştüğünü kaydeden Kaya, "Bu rakamlar, son 50 yılda buzul alanında yaklaşık yarı yarıya bir azalma anlamına geliyor" diye konuştu.
Mevcut erime hızının sürmesi halinde 2050’li yıllarda buzulun yaklaşık yarısının tamamen erime tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirten Kaya, erimenin başlıca nedeninin küresel ısınma ve iklim değişikliği olduğunu vurguladı.

Kaya, "Dünya genelinde olduğu gibi Doğu Anadolu Bölgesi’nde de yaz sıcaklıklarının artması, sıcak hava dalgalarının daha sık ve uzun sürmesi, buzulların yaz aylarında daha fazla erimesine yol açmaktadır. Kar yağışında beklenen artış gerçekleşmediği için kışın biriken kar miktarı yaz erimesini telafi edememektedir" ifadelerini kullandı.
GÜNEY YAMAÇLAR DAHA FAZLA ERİYOR
Topoğrafik özelliklerin de erime sürecinde belirleyici rol oynadığını dile getiren Kaya, Doğubayazıt tarafındaki güney yamaçlardaki buzulların daha hızlı eridiğini, Iğdır’a bakan kuzey ve kuzeybatı yamaçlardaki buzulların ise görece daha korunaklı olduğundan kısmen varlığını sürdürdüğünü söyledi.
Kaya, "Önceleri yaklaşık 3 bin 500 metre seviyesine kadar sarkan buzullar, artık 4 bin 500 metrenin üzerine çekilmiş durumda." dedi.
TARIM, HAYVANCILIK VE TURİZME TEHDİT
Buzulların küçülmesinin yaz sonu ve sonbaharda su kaynaklarının azalmasına yol açtığını belirten Kaya, bu durumun bölgedeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Uzun vadede sulama suyunun azalmasının tarımsal verimi düşüreceğini, meraların zayıflamasına ve hayvancılık gelirlerinin azalmasına neden olacağını ifade eden Kaya, "Bu gelişmeler kırsal göçü tetikleyebilir." uyarısında bulundu.
Turizm açısından takke buzulunun zirvenin görsel cazibesini ve dağcılık deneyiminin önemli bir parçasını oluşturduğunu vurgulayan Kaya, erimenin turizm gelirlerinde düşüşe yol açabileceğini söyledi.
KÜLTÜREL MİRASIN GÖRSEL BOYUTU ZAYIFLIYOR
Ağrı Dağı’nın Nuh’un Gemisi efsanesi sayesinde üç semavi dinin ortak mirası olarak kabul edildiğini hatırlatan Kaya, "Buzulların kaybı, bu sembolik değerin görsel boyutunu zayıflatabilir. Ağrı, monoteist inançların görkemini ve dağcıların tatminini aynı anda barındıran nadir yerlerden biridir. Erime süreci, yalnızca doğal bir kayıp değil, kültürel hafızada da silinmez izler bırakabilecek bir dönüşümdür" dedi.
BUZULUN KORUNMASI İÇİN ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI
Takke buzulunun düzenli olarak uydu ve arazi ölçümleriyle izlenmesi gerektiğini belirten Kaya, yerel halkın olası jeolojik tehlikeler hakkında bilinçlendirilmesinin ve tarımda su tasarrufu sağlayan tekniklerin hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu vurguladı.
Kaya, "Küresel iklim değişikliğiyle mücadele, yerel ölçekte su kaynaklarının etkin yönetimi ve erken uyarı sistemlerinin kurulması, buzulların ve onların beslediği yaşam biçimlerinin korunması açısından hayati önem taşımaktadır. Takke buzulu yalnızca eriyen bir buz kütlesi değil; iklimin, doğanın, kültürün ve inancın ortak hafızasında yer alan, sessizce çekilen bir mirastır" diye konuştu.